1169 Mahalle, Türklere de Kapatılır(mı) !?

Yabancıların istila ettiği semtlerde Türklere ikamet izni yasaklanabilir mi!?

Şimdilik sakin olun!
Böyle bir şey henüz gerçekleşmedi.
Ama yabancıların istila ettiği semtlerde Türklere ikamet izni yasaklanabilir !!

İstanbul gibi büyük şehirlerde ikamet edenler, özellikle İstanbul’daki semtleri incelediğinde şu sonuçla karşılaşırlar.

Yabancı uyruklu unsurlarla özellikle Suriyelilerce dolan mahallelerin yabancı ikametine kapatılmış olması ve amacın, dolmayan diğer mahallelerinde Suriyeli sığınmacılarla dolmasını sağlamak olduğu kolaylıkla tespit edilebilir‼️

Bunu da nereden çıkarıyorsunuz diye sormayın sakın !!

İçişleri Bakanlığına bağlı Göç İdaresi Başkanlığının Temmuz ayının başında yaptığı resmi açıklamaya göre 781 mahallenin daha yabancı uyrukluların ikametine kapatıldığını ve böylelikle kapatılan mahalle sayısının toplamda 1169’a çıktığını açıkladı.

Açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Ülkemizde çeşitli bölgelerdeki yabancı yoğunluğu göz önünde bulundurularak Bakanlığımızca daha önce belirli illerimizdeki 781 mahalle yeni doğan ve çekirdek aile birleşimi dışında geçici koruma kaydına, uluslararası koruma kaydına, ikamet iznine, geçici koruma veya uluslararası koruma ile ikamet izni kapsamındaki yabancıların ikamet ili değişikliği yapılması işlemlerine kapatılmıştır. 1 Temmuz 2022 itibarıyla kapalı mahalle sayısı 1169’a çıkarılmış olup, kapalı mahalleler ekte yer almaktadır” denildi.

Göç İdaresi Başkanlığının Temmuz ayının başında yaptığı resmi açıklamaya göre mahallerinin kapatıldığı illerle ilgili tabloya baktığımızda demografik yapımıza yönelik operasyonlar silsilesinde sanki bunun adı; “aynı mahallelerde gettolaşmayın, diğer mahalleleri de istila edin” stratejisidir.

Göç idaresinin Temmuz 2022 raporuna göre Türkiye’de kapatılan mahalleler…

Avrupa Birliği (AB) finansmanıyla Türkiye-İran sınırındaki mayınları Ottowa Sözleşmesi ile kaldırtıp, bu strateji ile Afganları İran üzerinden Türkiye’ye yönlendirenler şimdi de Esenyurt üzerinden Avcılar’a, Ümraniye Dudullu üzerinden Ataşehir’e ya da bir başka ilçeye mi yönlendirmek istiyorlar?

Aynı şehir ve ismi daha açıklanmayan şehirlerimizde kapatılmayı bekleyen mahalleler olacaktır. Bakalım önümüzdeki aylarda yapılacak açıklamalarla ne gibi sürprizlerle karşılaşacağız.

Sessiz istilada gelinen nokta; önce ülkemizin, yönlendirme göç dalgaları ile hedef alınması, şimdi ise mahallelerimizin Suriyeli sığınmacıların yoğun olduğu yerlerde ‘ikamet yasağı’ maskesi adı altında yan semtlere yönlendirilmesini sağlayarak sessiz istilanın adım adım yurt geneline yayılması adına sürdürülüyor.

Türkiye’de yabancılara yapılan konut satışları 2021 yılının haziran ayına göre %81,8 arttı.

Bir yıl içerisinde sessiz istilada gelinen nokta hayret vericidir! Türk milleti kendi yurdunda bırakın konut almayı kiralık daire dahi bulamazken, oturduğu kiralık dairelerden tahliyesi adına ev sahibi kiracı çatışması çıkarılırken, operasyon çocuğu olarak gelen yabancı uyruklu unsurlar, Türkiye topraklarını istilada konut satışı kapsamında vatandaşlıkta elde ediyorlar.

Yabancılara ikamet yasağında samimi iseniz;

  • Vatandaşlık garantili konut satışlarıyla Türkiye Cumhuriyeti Devletinin milli kimliği 400 bin dolara satılmamalı.
  • Türkiye Cumhuriyeti Devletinin vatandaşlığını satış malzemesi hâline getirerek billboardlara reklam verebilme cesaretinde bulunanlarla mücadele edilmeli.

Devleti idare edenler tüm bunlara müdahale etmiyor, yada halkında tatmin olacağı yeni bir yasal düzenleme getirmiyorsa dolaylı destek veriyor sonucu çıkar. Bu durumda da mücadele etme halka kaldı demektir.

Halk ise durumdan vazife çıkarmayıp, tüm bunlara sessiz kalırsa neler olacak?

Türk milletinin gerçek sorunlarını gündeme getirmeyenler bir seçmen mühendisliği projesi uğruna Türk milletinin ve evlatlarının geleceğini yabancı unsurlara gasp ettireceklerdir.

Çok yakın zamanda yabancı uyruklu muhtarlar, yabancı uyruklu belediye başkanları, yabancı uyruklu milletvekilleri ve siyasi partiler görmemiz olası.

Bu şu demektir;

  • Türkiye’de Türk milletine rakip bir etnik oluşturularak Türk milletinin kendi yurdundan tasfiyesi demektir.
  • Uzun vadede baskın gelecek olan sızdırılma unsurlar ile demografik yapıda bozulma ve tamamen asimilasyon demektir.

Halk ise durumdan vazife çıkarmayıp, tüm bunlara sessiz kalıp, bireysel olarak yüksek sesle her ortamda gücünün yettiği kadarıyla itiraz etme mücadelesini  yap(a)mazsa “yabancılara danışmanlık” adı altında türeyen küresel elitlerin taşeronu olan danışmanlık şirketlerinin iş takipçiliği ile devletin kimliğini/vatandaşlığını para ile satacaklardır. Bir süre sonrada yabancı unsurların planlama ile istila ettiği semtlerde Türklere ikamet izni yasaklanabilir.

“Bize ne ben ekmeğime bakarım” deyip boş verirseniz; “1169 mahalle yabancılara kapatıldı” haberleri yerine, “1169 mahalle Türklere kapatıldı” manşetlerini göreceğiz.

Yabancılara da komple yasaklasanıza!
Yabancı uyruklu sığınmacılar kendi yurduna ve mahallesine dönmelidir.

Çin’i asimilasyon riski kapsamında kuşattığı hâlde giremeyen Türk milleti, kendi yurdunda, kendi evinde sessizce istila ediliyor.

Sızıntı içeriden olduğunda kapı da kilit tutmaz!

Türk milleti evinin kapısı açık yurdunun kapısı açık bir şekilde uykuya teslim edilmeye çalışılıyor.

Ama asla bu istilaya sessiz kalmayacağız. Kapıları kilitledin mi diye gönderme yapanlara, Türk milletinin kapıları kilitleyişini, sınır güvenliğinin yeniden tesis edilişini göstermek vatan meselesidir.

Ömer MEMOĞLU
Yutam Başkanı

Hudutlar ise namus meselesidir !!

Yazar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir