Araplar Dimyata Pirince Giderken Evdeki Bulgurdan da Oldular…

Her Şeyin Başlangıcı 1948 Arap-İsrail Savaşıydı…

1947’de Birleşmiş Milletler (BM), bölgenin Yahudi ve Arap devletleri arasında bölünmesini öngören bir plan kabul etti. Bu plan bu gün hem Arap ülkelerinin hem de Filistin’in savunduğu iki devletli çözüm önerisinin ta kendisiydi. Ayrıca Kudüs, uluslararası bir statüne sahip olacaktı. Plan, 33 ülkenin kabulüyle onaylandı, 13 ülke ise karşı çıktı. 10 ülke ise çekimser oy kullandı.

Bu plan doğrultusunda bölge toprakların %56’sı kurulacak Arap devletine, %33’ü ‘de Yahudi devletine ve %11’i Kudüs’ün uluslararası bir yönetime bırakılması öngörülüyordu.

Bu dönemde nüfus yoğunluğu da şu şekildeydi.

Arap devletinin nüfusu yaklaşık 1.3 milyon, Yahudi devletinin nüfusu yaklaşık 600.000 ve Kudüs’ün nüfusu yaklaşık 100.000 olarak tahmin ediliyordu. Plan sırasında Yahudi göçünün devam ediyordu bu göçün bir müddet süreceği bu nedenle nüfusun artacağı da hesaplanmıştı. Plan sonrası kurulacak iki devletteki nüfus dağılımında şu şekilde olması bekleniyordu:

Nüfus dağılımı
Arap devleti: %93 Arap, %7 Yahudi
Yahudi devleti: %90 Yahudi, %10 Arap
Kudüs: %75 Yahudi, %25 Arap

Arap Birliği planı kabul etmeyeceklerini duyurdular

4 Mayıs 1948’de Tel-Aviv’de toplanan Yahudi Millî Konseyi’nin, İsrail Devleti’nin kurulduğunu ilan etmesinden birkaç saat sonra Arap Birliği İsrail’e savaş ilan etti.

Biraz zamanı geri alıp savaş öncesi bölgenin durumuna da bir bakalım.

11 Aralık 1947 tarihinde zamanın Irak Dışişleri Bakanı Fadıl Cemali, Washington DC de ABD Dışişleri Bakanlığı’ndaki görüşmesinde taksim hususunu hiçbir şekilde kabul edilmeyeceğini bildirmiştir.

8-12 Aralık 1947 tarihinde Arap ligi olarak bilinen; Irak, Suudi Arabistan, Suriye, Yemen, Lübnan, Ürdün ve Mısır Dışişleri Bakanları Kahire’de toplanmışlar. Toplantıda Arapların BM’nin taksim kararını kabul etmediklerini ifade etmişlerdi. Toplantı sonrası sundukları bildiri ile; Taksim hususuna muhalefette kesin irade beyan ettiklerini, taksim kavramının öz yönetim ilkesine zıt olduğunu, 500.000 Arap’ın Yahudi idaresine tabi olacağını ve bunun önüne geçmek üzere tedbir kararı aldıklarını açıklamışlardır.

Buna ek olarak, Suriye’de yerleşik 3.000 gönüllü silahlı kuvveti Filistin’e gönderme kararı almışlardı. Komşu Arap ülkelerinde gönüllülerden ve Filistinlilerden oluşturulan ve “Arap Özgürlük Ordusu” ismi verilen söz konusu askeri güce Suriye’de askeri eğitimler verilmişti.

BM’nin aldığı taksim kararına reaksiyon mahiyetinde; Araplar, Kudüs’e Yahudileri taşımakta olan bir otobüse saldırmışlardı. 10 Aralık 1947 tarihinde başlayarak Araplar, yoğun Yahudi nüfusun bulunduğu kesimlere saldırıda bulundular. Kudüs Gush-Etzion hattında patlamalar meydana gelmiştir. Fakat Yahudiler silahlanıp güçlerini artırınca avantaj bu defa kendilerine geçmiştir. Nisan 1948’de Arap kuvvetleri arasında bir işbirliğinin sağlanması amacıyla Irak’lı General Nureddin Mahmut askeri gücün başına getirilmiştir.

1948 Arap-İsrail Savaşı öncesinde, tarafların askeri güçleri şu şekildeydi:

İsrail’in askeri gücü;
İsrail askeri gücü, Yahudi yerleşimcilerin oluşturduğu milislerden oluşuyordu. Bu milislerin en büyüğü Haganah idi. Haganah’ın 1948’de yaklaşık 100.000 silahlı üyesi vardı. İsrail’in ayrıca, Lehi ve Irgun gibi daha küçük ve daha radikal milisleri de vardı. İsrail’in askeri gücü, Arap ülkelerinin askeri gücüne göre çok daha küçüktü.

Arap ülkelerinin askeri gücü:
İsrail’in askeri gücünden çok daha büyüktü. Arap ülkelerinin toplamda yaklaşık 300.000 silahlı askeri vardı. Bu güç, Mısır, Ürdün, Suriye, Irak, Lübnan, Suudi Arabistan ve Yemen’den oluşuyordu. Bunlar iyi eğitim almış askerlerdi.

Savaş takvimi ise şöyle gelişmişti;

14 Mayıs 1948: İsrail Devleti’nin kuruluşu
15 Mayıs 1948: Arap ülkelerinin İsrail’e savaş ilan etmesi
16 Mayıs 1948: İsrail’in Tel Aviv’i ele geçirmesi
17 Mayıs 1948: Mısır’ın Gazze Şeridi’ni işgali
20 Mayıs 1948: Ürdün’ün Batı Şeria’yı işgali
29 Mayıs 1948: Suriye’nin Golan Tepelerini işgali
11 Haziran 1948: İsrail’in Kudüs’ün batısını ele geçirmesi
12 Temmuz 1948: İsrail’in Gazze Şeridi’nde Mısır’ı durdurması
16 Temmuz 1948: İsrail’in Batı Şeria’da Ürdün’ü durdurması
1 Ekim 1948: İsrail’in Golan Tepelerinde Suriye’yi durdurması
22 Şubat 1949: İsrail ile Mısır arasında ateşkes anlaşması imzalanması
3 Nisan 1949: İsrail ile Ürdün arasında ateşkes anlaşması imzalanması
20 Temmuz 1949: İsrail ile Suriye arasında ateşkes anlaşması imzalanması

Savaş kayıpları:
İsrail’in kayıpları, 6.373 ölü, 4.500 yaralı ve 10.000’den fazla esir olarak gerçekleşti.
Arap ülkelerinin kayıpları ise, 15.000’den fazla ölü ve 25.000’den fazla yaralı oldu.

Savaş’ın sonuçları:
1948 Arap-İsrail Savaşı, sonrası İsrail, Filistin topraklarının yaklaşık %78’ini ele geçirdi. 1948 de yeni kurulan İsrail’in varlığına son vermeye çalışan Araplar Dimyata prince giderken eldeki bulgurdan olmuşlardı. Bugün ise düşmanının silahıyla silahlanmadan 7 Ekim sabahı İsrail’in varlığına son vermek için baskın gerçekleştiren Hamas’ın yaptığı ve sonrasında İsrail’in de karşılık vererek tankla, bombayla Gazze’yi işgal edip 10 binden fazla Filistinliyi katlettiler.

Sonuç olarak;
2023 de İsrail’in varlığına tamamen son vermeye çalışan Araplar bu sefer Dimyata pirince giderken hem eldeki hem de evdeki bulgurdan olmuşlardır.

Yorumcalar’dan…

Yazar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir