Çocukluk Aşıları (Özellikle Kızamık Aşısı), Fetal DNA İçeriği ve Otizm

Otizm, çocukluk aşılarının sebep olduğu sayısız korkunç hasardan sadece biridir.

Aşı propaganda çevresinin tüm karartma çabasına rağmen bu gerçek, inkar götürmez kanıtlara sahiptir. İncelemeye başlayalım.

Aşılar, vücutta bir dizi olumsuz reaksiyonu tetikleme adına -sözde viral enfeksiyonlara vücudun verdiği tepkinin benzerini alabilmek için- çeşitli toksik malzemeler içerir.

Bunlar nedir, dolaşıma verilince olumsuz etkiler nasıl gerçekleşir?

Daha önce yazdığım makaleyi de okumayı ihmal etmeyiniz.

Aşı içeriklerinde insan fetüs hücreleri…
“Aşıların vaftiz babası” sayılan Dr. Stanley Plotkin, sayısı hatırda tutulamayacak kadar insan fetüsünün aşı imalatında kullanıldığını 2018 yılının sonlarına doğru açıkça şöyle itiraf eder. “Kürtajla alınmış fetüsleri aşı içeriğinde kullanmaktan memnuniyet duyuyorum.”

Peki öyleyse, aşı nedir?

Aşı insan fetüs hücreleri ve türlü toksik bileşenlerin bir kokteylidir!

Ayrıca aşı üreticilerine fetüs sağlayan ünlü kürtaj merkezi Planned Parenthood’un finansörünün, yine aşı üreticilerinin finansörü Gates’in olmasına şaşırmamak gerekir. Bunu daha iyi anlayıp kavrayabilmek içinde Planned Parenthood kimdir? ne iş yapar? finansörleri kimdir? gibi soruların cevaplarını da mutlaka bilmeniz gerekir. Bununla ilgili bilgilere buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz…

İşte “aşı hasarı” denilen, aşı içeriklerinin neticesidir. “Aşılardaki aborte edilmiş fetüs hücreleri, otizmin başlıca sebebi” der Dr. Theresa Deisher. “Bu kontamine edici fragmanların bir çocuğun genomuna dahil edilmesi otistik fenotiplere yol açar.” [Kaynak; (1)]

“1983’ten beri ABD’de MMR (Kızamık, Kabakulak ve Kızamıkçık) aşısı aborte edilmiş fetal hücreler kullanılarak üretilmiştir. O tarihten itibaren ise otizm şiddetle artmıştır” Dr. Theresa Deisher… [Kaynak; (2)]

Şimdide ResearchGate de Otizm ve Gelişimsel Bozukluklar Dergisi tarafından yayınlanan şu grafiğe bir bakınız.

Grafikte Kaliforniya Gelişim Hizmetleri Departmanı (CDDS) Kod 2017 otizm grafiğinde 1930 yılında % 0.001 olan değerin 2012 yılına kadar geçen 82 yılda % 1.18’e kadar büyümesini gösteriyor. Ne kadar korkunç değil mi? [Kaynak: (3)]

Kaynak gösterdiğimiz Research Gate güvenirliği hakkında kısa bir bilgide verelim sizlere;

ResearchGate, bilim insanları ve araştırmacıların makalelerini paylaşmaları, soru sormaları, yanıtlamaları ve ortak çalışanlar bulmaları için Avrupa temelli bir ticari sosyal ağ sitesidir. Nature tarafından 2014 yılında yapılan bir araştırmaya ve Times Higher Education’daki 2016 tarihli bir makaleye göre, aktif kullanıcı sayısı açısından en büyük akademik sosyal ağdır. Ancak diğer hizmetlerin daha fazla kayıtlı kullanıcısı bulunmaktadır. Sosyal ağ sitesi hakkında detaylı bilgiye bu linkten ulaşabilirsiniz [Kaynak: (4)]

Dr. Helen V. Ratajczak ise; aşılardaki fetüs hücreleri – otizm bağlantısını destekleyen araştırmalar sunmuştur. Dr. Ratajczak yayınladığı raporundan şu ifadelere yer vermiştitr;

“1983’ten itibaren kızamık aşıları hücre hattından insan DNA’sı ile kontamine olur. Böylece otizm yaygınlığında dramatik bir artış yaşanır.” [Kaynak: (5)]

Sadece aşılardaki fetüs hücrelerinin değil, aşılarda adjuvan (hücreye girişi sağlayan etken) olarak kullanılan nörotoksik alüminyumun ve thimerosal gibi cıva bileşenlerinin de otizme sebep olduğuna dair güçlü kanıtlar mevcuttur.

İşte size aşı / otizm bağlantısını destekleyen 214 araştırma makalesi

Başka raporlarda var tabii… Bunları da belirtmeden geçmek olmaz

Aşılardaki alüminyumun çocuklarda otizm gelişimine sebepleri ile ilgili bir başka araştırma raporunda; “Çocuklar, Alliminyuma maruz kaldıktan sonra komplikasyonlar için en fazla risk altında olan nüfusun bir kısmını temsil ettiğinden, aşı adjuvanı güvenliğinin daha titiz bir şekilde değerlendirilmesi gerekli görünmektedir. [Kaynak: (6)]

MMR bağışıklamasının ve thimerosal içeren çocukluk çağı aşılarından cıva dozlarının otizmin popülasyon prevalansı üzerindeki etkilerinin karşılaştırmalı bir değerlendirmesinde şu ifade dikkat çekicidir.

“Bu çalışmalar, thimerosal içeren aşılardan ve nörogelişimsel bozukluklardan artan cıva dozları ile kızamık içeren aşılar ve ciddi nörolojik bozukluklar arasında doğrudan bir ilişki olduğunu gösteren biyolojik akla yatkınlık ve epidemiyolojik kanıtlar olduğunu göstermiştir..” [Kaynak: (7) (8)]

Otizm artışında çocukluk çağındaki aşılamalar arasında pozitif bir ilişki bulunduğu yönünde bir başka raporda ise; “Regresyon analizi ve aile geliri ve etnik köken kontrolü kullanılarak, 2000 ve 2001 yılları arasında her bir ABD eyaletinde önerilen aşıları olan çocukların oranı ile otizm (AUT) veya konuşma veya dil bozukluğu (SLI) prevalansı arasındaki ilişki belirlenmiştir. Pozitif ve istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulundu. Suçlu civa başta olmak üzere aşılar olabileceğini göstermektedir” ifadelerine yer verildi… [ Kaynak; (9)]

Bir CDC incelemesi, aşılardaki thimerosal içeriğinin “RR=7.6” gibi çok güçlü otizm sinyaline yol açabileceğini göstermiştir. Thimerosal bugün hâlâ grip aşısında ve en kötüsü hamile kadınlara yapılan aşılarda kullanılmaktadır: [Kaynak: (10) (11)]

Dr. Andrew Wakefield’in çalışması: İncelenen çocukların %70’e yakını kızamık aşısı sonrası otizm belirtileri gösterir. Ancak makale sonradan geri çekilse de çalışmada sunulan “kızamık aşısı ve otizm korelasyonu” hiçbir zaman gerçekte çürütülememiştir. [Kaynak: (12)]

Ocak 2023 de yayınlanan bir başka rapora göre; Fas’ta otizmli çocukların ebeveynleri arasında yapılan çok önemli bir çalışmada Wakefield’in bulgularını doğrular niteliktedir. “Otizmli çocuk sahibi ebeveynlerin %70’i çocuklarının kızamık aşısı aldıktan sonra otizm belirtileri gösterdiğini bildirilmiş” [Kaynak: (13)]

Aşılanmamış Amerikalılar Kontrol Grubu Pilot Anketi verilerini toplayan bir çalışma daha: “Doğum sonrası aşılara, doğum öncesi aşılara ve enjeksiyonlara sıfır maruz kalanlar için, tüm CGS’deki (kontrol grubundakiler) toplam otizm oranı %0’dır.” [Kaynak: (14)]

Dr. Mayer Eisenstein: “Yıllar boyunca baktığımız 30.000 ila 35.000 çocuk oldu ve hiç aşı olmayan bu çocuklarda tek bir otizm vakasına rastlamadık.” Dr. Frank Noonan ve Dr. Jeff Bradstreet: “Aşıyı reddeden topluluklarda (örn. Amish) otizm görmüyoruz.” [Kaynak: (15)]

“Aşı Yaralanma Tazminat Programından Cevaplanmayan Sorular”da hükümetin aşı yaralanmasını tazmin ettiği aşı yaralanmaları içerisinde otizm vakası da dahil birçok beyin hasarı da vardır. Yani mahkemelerce de aşıların otizme yol açtığı kabul edilmiştir. [Kaynak; (16)]

1998’de Pediatrics Dergisinde, CDC yazarları tarafından, incelemeye alınan kızamık aşılaması yapılmış çocukların öldüğü veya kalıcı beyin hasarına, motor ve duyusal eksikliklere, zihinsel gerileme ve yavaşlamaya ve felce uğradığı zaten bildirilmiştir! [Kaynak: (17)]

CDC çalışanlarından Dr. William Thompson “kızamık aşısının otizm belirtilerine neden olduğu sonucuna ulaştıkları belgelerin bir talimat ile imha edildiğini” bakın nasıl itiraf eder: [Kaynak: (18)]

Hal böyleyken, otizmin, başta kızamık aşısı olmak üzere aşı hasarı olduğunu gösteren açık kanıtlara karşılık aşı çevresinin “aşılar otizme sebep olmaz” savunması, hiçbir bilimsel dayanağı olmayan bir propagandadan başkası değildir. Gerçek bilim, asla propagandaya başvurmaz…

Çocuklarınıza, onlarda beyin hasarına neden olacak aşı zehirlerini sistematik bir şekilde verebilmek için “kızamık tarihte aşılama kampanyası ile eradike edildi” derler. Kızamığın, aşısı piyasaya sürülmeden çok daha öncesinde bittiği gerçeğini asla dile getiremeyeceklerdir.

“Sonuç; hastalıkların neden olduğu morbidite ve mortalitedeki en büyük tarihsel düşüş, modern antibiyotik ve aşı çağında değil, temiz su, doğru beslenme ve sanitasyon programının kullanılmasından sonra yaşanır.” The Journal of Pediatrics, Aralık 1999 [Kaynak: (19)]

Aşılar; ne tarihte ne günümüzde tek bir hayat kurtarmamıştır, bilakis, ilaç şirketleri ve onların finansörleri tarafından kullanılan en tehlikeli nüfus kontrol silahıdır. Son yüzyıla kadar literatürde esamesi olmayan otizm vb. hastalıklar, bu silahın mevcudiyetinin eseridir. Bugün “kızamık salgını büyüyor” yaygarası koparmalarının gerisindeki asıl niyeti artık görebiliriz. “Yalan söylediklerini biliyoruz. Yalan söylediklerini bildiğimizi biliyorlar. Yalan söylediklerini bildiğimizi bildiklerini biliyoruz. Ama hâlâ yalan söylüyorlar!”

Gül TEMEL

Yazar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir