
2017 yılından beri Kılıçdaroğlu üzerine epey çalıştım.
Eğitim, tarım, ekonomi, kadın, uluslararası ilişkiler, kalkınma, toplumsal ve anayasal barış vb. konular üzerine bütün programlarını okudum.
Kılıçdaroğlu’nun yukarıda belirttiğim tüm programlarını Avrupa ülkeleri ile karşılaştırdım. Hırsızın, arsızın, yolsuzun en bol olduğu bir ülkede, lekesiz siyasal biyografisini de göz önünde bulundurunca, iste bu adam dedim. Bu görüşümde bugün de zerre kadar bir değişim yok.
Bir sürü şarlatanın politika belirlediği, kendine aydın diyenlerin bile okumadan, yapısal bir analiz yapmadan bu kadar sefil duruma düşmeleri gerçekten de esef verici.
Ortalaması Tayyip Erdoğan olan bir toplumda (ki, basarisinin yegâne sırrı budur) hırsızlığın, yolsuzluğun, kaypaklığın, riyakârlığın kol gezdiği, doğal ve normalmiş gibi kabul gördüğü bir ülkede, dürüst ve bilgili olan bir insanın yasama şansı yoktur. Hatta dürüst ve bilgili olan bir insanın yasama şansı yoktur. Türkiye’de çok yaygın olduğu üzere bunları işkembeden etmiyoruz.
Ülke kültürü maalesef bu. Koca bir ülke herkesin gözü önünde talan edildi, Sedat Peker’in ve daha nicelerinin anlattıklarının (hepsini bırakın) yüzde biri bile başka bir uygar ülkelerde olsaydı hükümetler devirirdi. Türkiye’de ise devlet, millet el ele hırsız olmayan, yalancı olmayan ve yolsuzlukların üzerine bedeli ne olursa olsun gideceğim diyen bir politikacının üzerine çullandılar ve adamı bitirdiler.
Evet, şimdi sonuna kadar kutlayın zaferinizi.
Sabahlara kadar kıvrak müziklerinizin eşliğinde, kıvrak karakterlerinizle dans edin, göbek atin, anırıncaya, tıksırıncaya kadar yiyin.
Zafer sizin!
***
Turan ALTUNER
