Prof. Dr. İlber Ortaylı kişisel kütüphanesini Cumhurbaşkanlığı Külliyesine bağışladığını açıkladı.
İlber Ortaylı’nın kişisel kütüphanesini Cumhurbaşkanlığı Külliyesine bağışlaması kişisel tercihidir saygı duyarız. Ancak, Topkapı Sarayı müdürlüğü görevini sürdürürken kovulduğunu unutmuş olmalı ki, kendisini kovanın Külliye diye isimlendirdiği Cumhurbaşkanlığı sarayına “servetim” dediği şahsi kütüphanesini bağışlarken hangi halet-i ruhiye içinde olduğunu tam bilemem ama, aldığı madalyanın bu kararında etkili olduğunu düşünüyorum.
Bu konuda çok aceleci davrandığını düşünüyorum.
Kütüphanesini miras yoluyla ve özel hüküm maddeleriyle Cumhurbaşkanlığı Külliyesine de bağışlayabilirdi.
Mesela; Miras belgesine şöyle özel bir madde koyabilirdi.
“Ben öldükten sonra şahsi kütüphanem Cumhurbaşkanlığı Külliyesine şu özel hükümlerle bağışlanmıştır.
Kitap okumamakta övünen ama kitabın danışmanları tarafından okunması suretiyle çıkarılmış birkaç sayfa özetine şöyle bir göz atmakla övünen 11. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan halen görevde ise, herhangi bir sebeple görevinden ayrıldığı veya görevi süresi dolduğunda yapılacak olan ilk seçimlerde tekrar Cumhurbaşkanı seçilmezse şahsi kütüphanemdeki tüm kitaplarımı ve tarihi belge arşivim Cumhurbaşkanlığı Külliyesine bağışlanmıştır…”
Miras maddelerin işletilmesini ya mirasçılarına yada vekil tayin ettiği birini görevlendirebilirdi.
İşte o zaman toplumun tüm kesimimin muhabbetine sevgisine mazhar olur. Kitap okumamakta övünenler tarafından Topkapı Sarayından kovulmasının rövanşını alarak, kovuculara iyi bir ders vermiş olurdu. Demek ki; İlber Ortaylı hocanın son dersi “boş” geçmiş.
Maalesef son dersini veremediği gibi ahir ömrünün bu dönemindeki yalpalaması ise, bir çok kişiye ibretlik ders olacaktır.
Kendisine tavsiyem, artık bundan sonra, önüne gelene “aptal salak” dememeli.
Çünkü halkın genelinin hazır cevap olması nedeniyle, misliyle karşılık görebilir.
…
Vesselam[s.ö]
Sadi ÖZGÜL