Kadınların Görüntülerini Çeken Sığınmacılar Sorunu

AKParti savaş var deyip, geçici alınan Suriyeli sığınmacıları kalıcı yapma planları yapmış gibi görünüyor.

Sadece Suriyelileri değil, yüzbinlerce Somali’liyi de almış. Yetmez demiş (planı neyse) Asya, Afrika ve Arap ülkelerinden herkesi çağırmış. Yine yetmez demiş, yüzbinlerce Afganı getirmiş ve çağırmaya da devam ediyor.

Hatta İçişleri bakanı sanki davet edercesine; “İran sınırında 2 milyon, İdlib’de 3,9 milyon, Cerablus, Azez, Mare, El bab bölgesinde 1,2 milyon, Afrin’de 550-600 bin, Resulayn, Talebyad’da 300-350 bin olmak üzere 8 milyonun üzerinde göç kitlesi var” diye Şubat 2022 de açıklama yapmıştı.

Artık o kadar çoğaldılar ki, İstanbul Avrupa Yakası’nda metroyla tramvayla seyahat ederken kendinizi bir anda mülteci kampında yaşıyormuş gibi hissedebilirsiniz.

Toplum düzenini bozan olaylar çıkarmaları yetmiyormuş gibi şimdi de sokaklarda kadınların kızların gizli görüntülerini çekip tik-tok vb sosyal ağlarda paylaşıyorlar.

Bu sığınmacılara ve mültecilere yönelik öfkeli bir tutum var artık. Bu öfkenin bir tür intikam ve şiddet eylemlerini tetiklemeden önlem almak ve bu taciz eğilimini en kısa sürede ortadan kaldırmak gerekiyor.

İnsanlar gün geçtikçe kendi adaletini uygulama eğilimi gösteriyor. Bu bir çözüm değil hatta başka başka sorunlara neden olacaktır.

En doğrusu, sığınmacıların neden olduğu tüm sorunları kökünden çözecek adımları atmak. Toplum sığınmacı mülteci tacizine kayıtsız kalmak, yahut tacizci sığınmacılara şiddet eylemi gerçekleştirmek gibi iki garabet tercih arasında sıkışıyor. Toplumu bu iki garabetten kurtarmak ve huzura eriştirmek gerek.

Konunun hukuki yönünü Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Aklademisyen Dr. Ali Şahin Kılıç çok güzel anlatmış.

Şimdi onun anlatımlarını okuyalım;

Görüntüleme yoluyla beden mahremiyetinin İhlali, teknolojik imkânların artması ile birlikte kişilerin iradesi dışında fotoğrafının çekilmesi veya görüntülerinin videoya kaydedilmesi ve paylaşılması hukuki bir sorun olarak ortaya çıkmaya başlamıştır.

Çeşitli hukuk sistemleri bu tür fiillere ilişki düzenlemeleri ceza kanunlarına eklemiştir. Örneğin Alman Ceza Kanununa eklenen § 184k hükmü ile yeni bir suç tipi düzenlenerek, mağdurun bedeninin çeşitli bölgelerinin iradesi dışında görüntülenmesi suç haline getirilmiştir.

Hükümde; maksatlı bir şekilde veya bilerek başka bir kişinin mahrem bölgelerinin görüntüsünü, adı geçen bölgelerin bakışa karşı korunmalı olması durumunda; izinsiz olarak üreten veya yayan kişinin, bu tanıma uygun bir eylem ile üretilmiş görüntüyü kullanan veya üçüncü bir kişinin erişimine sunan kişinin ve tanıma uyan bir şekilde izin ile üretilmiş bir görüntüyü, üçüncü bir kişinin erişimine sunan kişinin cezalandırılması öngörülmüştür.

Bizim hukuk sistemimizde; Yargıtay’ın çeşitli kararlarında belirttiği üzere, Türk Ceza Kanunu’nun 134. maddesinde düzenlenen; “Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu” ve bazı kararlarda cinsel taciz suçu kapsamında değerlendirilmektedir.

Bu iki suç tipi acil bir kanunlaştırma gereğine engel olsa da kişinin mahrem yerlerinin iradesi dışında cinsel amaçla görüntülenmesi eylemlerinin engellenmesi bakımından yeterli nitelikte değildir.

Zira kişinin vücut bölgelerinin cinsel amaçla görüntülenmesi bir cinsel suç olarak kabul edilmeyerek yalnızca özel hayatın gizliliğinin ihlali kapsamında ele alındığı takdirde, suçun soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olduğu için uzlaştırmaya tabi olacaktır.

Cinsel taciz suçu bakımından ise sorun özellikle görüntülenen kişinin görüntülendiğini fark etmediği durumlarda, cinsel taciz suçunun tipikliği bağlamında karşımıza çıkmaktadır. İstisnai haller haricinde eylem cinsel taciz suçunu oluşturmayabilir.

Kişinin rızası dışında cinsel amaçla görüntülenmesinin haksızlık niteliği göz önüne alındığında, bu tür fiillerin özel hayatın gizliliğinin ihlalinden farklı olduğu görülmektedir. Kişinin görüntülenmesinin haksızlık içeriği salt izlemeye kıyasla daha yoğun niteliktedir.

Bu suretle oluşturulan fotoğrafların veya videoların internet vasıtasıyla ya da başka bir suretle yayılması ve belirsiz sayıda kişi tarafından ulaşılabilir hale getirilmesi riskini taşıması haksızlık içeriğinin fazlalığının nedenlerinden birini oluşturmaktadır.

Bu itibarla kişinin mahrem bölgelerinin rızası dışında görüntülenmesinin cinsel suçlar kapsamında ele alınması ve kanuni düzenlemenin bu kapsamda yapılması daha isabetli bir yaklaşım olacaktır.

Konu ile ilgili ayrıntılı açıklamalar, Dr. Ali Şahin Kılıç ve Dr. Gökhan Ölmez ile birlikte kaleme alınan Alman ve Türk Ceza Hukukunda Görüntüleme Yoluyla Beden Mahremiyetinin İhlali başlıklı araştırma makalemizde yer almaktadır.

Makaleyi okumak isteyenler için >> https://jurix.com.tr/article/22007

Yorumcalar Derlemeleri

Yazar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir