Erdoğan: “Ayasofya’yı yeniden camiye çevireceklermiş. Bu can bu tende olduğu müddetçe, bu millet buna müsade etmez” diyordu. [1]
O konuşmasının videosunu ilk izlediğimde “dil sürçmesi olmuştur” derken, bu sözleri alkışlayanların nasıl bir ruh halinde olduklarını ise; sosyologlara, psikologlara, psikiyatristlere vb uzmanlarına bırakılması gerektiğini düşündüm.
“Dil sürçmez, bilinç sürçer” diyen Sigmund Freud haklı olabilir mi?
Sosyal Medya’da bu konuşma ile ilgi yorumları okumaya başladığımda; “yahu amma da büyütüyorlar, dil sürçmesi olmuş işte” diye iyi niyetle düşünmeye devam ettim. Taki, bir sonraki mitinginde; “Ayasofya tekrar cami olsun” diyenlere; “önce Sultanahmeti doldurun” diye fırça atılıncaya kadar.
İyi niyetin fazlasından maraz doğar mı? diye şüphelenmeye başladım bu seferde. Siz ne düşünürsünüz bilemem ama, içinde bulunduğumuz Ahir Zamanda dini siyasete alet etmekte seviyeler kateden Muhafazakar Demokrat AKPartililer yüzünden, fazla iyi niyetten maraz doğacına iyice emin oldum artık.
AKParti Genel Başkanı Erdoğan; “Sultanahmet’i bir doldurun ondan sonra ona bakarız. Bak şimdi Büyük Çamlıca Camii’ni yaptık. 4 tane 5 tane Ayasofya eder. O kadar büyük. 60 bin kişiyi alabilecek kapasitede. Ve Anadolu Yakası’nda tüm İstanbul’da ve Türkiye’de en büyük camii oldu, buyurun. Mesele o değil. Bu işin siyasi boyutu var. Yan tarafta Sultanahmet’i doldurmayacaksın, Ayasofya’yı dolduralım diyeceksin. Bu oyunlara gelmeyelim. Bunların hepsi tezgah. Biz ne zaman, neyi, nasıl yapılacağını çok iyi biliyoruz. Bu namussuzlar böyle dedi diye biz adım atmayız. Adımı nasıl atacağımızı biz çok iyi biliriz.” diyordu “Ayasofya Cami olsun” diyenlere. [2]
Öyleyse şu soruları sormak gerekir.
- Ayasofya’nın tekrar camiye çevrilmemesine kimler sevinir?
- Padişah Sultan Ahmet Ayasofya varken ve o dönemde bile dolmaz iken, niye Sultan Ahmet Camisini yaptırmış?
- Sultan Ahmed Camisi dolmaz iken, Camlıca Camisi nasıl dolacak?
- İstanbul’un Fethinin ve İslam toprağı olmasının sembolü Ayasofya’nın açılmasını istemek nasıl “tezgah” olur?
- Bu söylem Ayasofya’nın açılmasında ısrarcı olanları “tezgahçı” konumuna düşürmüş olmazlar mı?
- O zaman Muhafazakarlar Ayasofya’yı açacaklarına inandırılmış olan Müslümanları aldatmış olmuyorlar mı?
- … Sorular… sorular…
Belki de, Promtersiz konuştuğu için, Ayasofyayı açmaya niyetinin ve gücünün olmadığını itiraf etmiş sanki.
“Ara ara oluyor böyle içini dışına vuruyor” diyenleri haklı çıkarıyor sanki.
Demek ki; “Dil sürçmez, bilinç sürçer” diyen Sigmund Freud haklı olabilir!
Eğer insanlar Sultanahmet camisini doldurmuyorsa, bu kendilerini Muhafazakar Demokrat olarak niteleyen AKP’lilerin idari ve siyasi hatalarının üzerini dini kullanarak örtmeye çalışmasından ve yetersiz dini eğitimden dolayı insanımızın deizme yönelerek İslam dininden soğumalarından başka bir şey değildir.
Bunun da tüm sorumlusu, şekilci dindar görünümlü muhafazakar demokrat AKP hükümetleridir.
Çünkü Allah; “Bir kavim kendini bozmadıkça Allah onları bozmaz” (Rad:13/11) buyuruyor.
Bu ayetten yola çıkarsak; bir topluluk ne halde ise başına da o şekilde idareciler gelir. Bir topluluk kendini düzeltmedikçe Allah onlardaki hali düzeltecek değildir.
Görünen o ki; Ayasofya’yı tekrar ibadete açacak olan; ne Siyasal İslamcılar, ne Muhafazakar Demokratlar, ne de Erdoğan’dır. Belki de orada namaz kılmayı hak edecek olan nesilde bu nesil değil.
Velhasılı kelam;
Muhafazakar Demokrat AKP liler, Büyük Camlıca Camisini, İstanbul’un Fethinin sembolü “Ayasofya Camisi” ile kıyaslamaya başladılar.
Çamlıca Camisini kutsamaya devam ederlerse, İstanbul halkı kendilerine has; “karşının taksisi” deyimini bu seferde, Çamlıca Camisi için uyarlayıp, içinde birçok siyasi mesajlar barındıracak olan; “karşı”nın camisi ve türev deyimlerini söylemeye başlarlarsa sakın şaşırmayınız…
Bizden uyarması…
…
Vesselam[s.ö]
Sadi ÖZGÜL
…
Kaynaklar;
[1] https://www.youtube.com/watch?v=R0_RjuIQ5HQ
[2] https://www.youtube.com/watch?v=yp29H5m1vaM
.