Kesnizani Tarikatı ve ABD’nin Irak’ı İşgali

Irak, ABD tarafından kolaylıkla işgal edebilmesi ortamına hazırlanırken çok titiz planlar yapılmıştı.

Tarihler 21 Mart 2003’ü gösterdiğinde Amerika Birleşik Devletleri kimyasal silah ve terör unsurlarını barındırma iddiasıyla Irak’ı işgal etti. İşgalden önce ki süreçte dünya kamuoyu, Irak yönetiminin ve ordunun, işgal güçlerine karşı direneceği beklentisi içindeydi. 

Ancak beklenenin aksine işgal güçleri hiç zorlanmadan 9 Nisan 2003 tarihinde başkent Bağdat’ı ele geçirdi.

  • Irak ordusu hiç ortada görünmedi.
  • Irak ordusunun savaş uçakları hiç kalkmadı.
  • Tek bir tankı sokağa çıkmadı.
  • Amerika, pikniğe gider gibi elini, kolunu sallaya sallaya Irak’a girdi ve işgal etti.
  • Hatta Irak’ın güney kısmında halk hoş geldiniz diyerek karşıladı.

Tüm dünya buna şaşırdı.

  • Peki, neden Amerika hiçbir direnişle karşılaşmadı?
  • Saddam Hüseyin, direnmeden Irak’ı Amerika’ya teslim mi etmişti?

İşgalden sonra ne Amerika, ne de CIA bu durum hakkında tek bir açıklama yapmadı. Yıllarca, bu konu ve soru insanların zihinlerini meşgul etti. İşgal sürecine şahitlik edenler ve araştırmacılar, meselenin perde arkasını çözmeye çalışıp araştırmalar yaparken işgalcilerin kolaylıkla ülkeyi ele geçirmesine dair bazı bulgulara rastladı. Bulgular, Irak’ta bilinen fakat uluslararası arenada pek bilinmeyen bir dini cemaati karşımıza çıkardı.

Peki kim bu tarikat ve cemaati?

Bu sorunun cevabını bulabilmek için; 1950’de ABD tarafından CIA desteği ile Irak’ta büyütülen Süleymaniye vilayetine bağlı Çamçamal Bölgesinde mevcut olan Kürt aşiretlerinden olan“Kesnizani Tarikatını” çok iyi bilmeniz gerekir.

CIA desteği ile 1950 ve sonrasındaki süreçte Irak’ta büyütülen bu tarikat; Avrupa, Amerika ve Orta Asya’ya kadar yayıldı. Saddam, 1979 yılında askeri darbe ve devrim ile Irak’ı ele geçirdiğinde, tarikatın lider kadrosu Saddam’a tamamen itaat ettiler. Saddam da onlara karşı cephe almadı, bir şey yapmadı ve faaliyetlerine müsaade etti.

Fakat, Kesnizani Tarikatı; ordu, bürokrasi, emniyet ve istihbarata kadar her yere adamlarını sokup, ülkeyi içten içe ele geçirdi. Genelkurmay Başkanından, istihbarat başkanına, içişleri bakanından, emniyet müdürlerine kadar çoğu kişi Kesnizani Tarikatına bağlıydı. Hatta Saddam’ın eşi, oğulları ve akrabaları da Kesnizani Tarikatına bağlanmıştı. Saddam Hüseyin’in aldığı her karardan tarikat lideri haberdar olmuştur. Tarikat lideri haberdar olduğunda CİA Mossad ve Pentagon’da haberdar oluyordu.

Böylelikler ülkeyi yönetenler, tarikat vasıtasıyla bilerek yada bilmeyerek tamamen CIA ve MOSSAD kontrolüne girmişlerdi.

Tarikat işgalden önce ABD ile anlaşarak Iraklı askerlerin işgal güçlerine karşı direnişe geçmesine mani olmuştur. Saddam Hüseyin bu durumdan son anda haberdar olmuş fakat müdahale etmekte geç kalmıştır. Çünkü vakit çok geç olmuştu ve atı alan Üsküdar’ı geçmişti…

Ve Irak, Amerika tarafından artık rahatlıkla işgal edilebildi.
İşgal edilirken de kimse direnmedi.

Keskinazi tarikatı Saddam’ı deviren ABD-İsrail güdümlüdür.
Kesnizani tarikatine Irak’ın FETÖ’südür diyebiliriz.
FETÖ’de Keskinazi Tarikatının yöntemlerini kullanarak devletimizin kilit noktalarına sızmaya teşebbüs etmişti.

CİA, Mossad ve MI6 gibi gizli istihbarat servisleri Türkiyede faaliyetleri sürdüren Traikatleri ve cemaatleri boş bırakmayacaktır elbette.

Ülkemizde gizli istihbarat servislerinin desteği ile genişleyen tarikatlere asla müsaade edilmemelidir.

Çünkü Tarih, ders almayanlar için tekerrürden ibarettir.
• • •

Yorumcalar’dan…

Yazar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir