Bilim ve teknolojinin tüm imkânları ile dönüşmüş, dönüştürülmüş insan için seferber edildiği şeytani bir zamanda yaşıyor olabiliriz !!
Dönüşmüş insan (posthuman) bugün ki insana göre daha güçlü ve sağlıklı, yaşlanma etkileri azaltılmış, fiziksel-zihinsel-duygusal kapasiteleri çok üst düzeye çıkartılmış bir üst form, bir öte-insandır.
Bazılarına göre öte-insan iyi bir şey gibi görünebilir. Ama işin arkasındaki hokkabazlık ve illüzyonlukla gizlenen ifsat planı çok daha başka olabilir.
Bugün olanları anlamak için, insanın yaratıldığı o ilk ana gitmemiz gerekiyor.
Çünkü bütün her şey orada başladı…
Bir zamanlar Allah meleklere: “Ben yeryüzünde bir yönetici tayin edeceğim” demişti. Melekler: “Seni övgü ile yüceltip kutsayan bizler dururken orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birisini mi yönetici yapacaksın?” dediler. Allah da: “Ben sizin bilmediklerinizi bilirim” dedi.
Sonra Allah Âdem’i yarattı ve meleklere: “Âdem’e secde edin!” diye emreder. İblis/Şeytan hariç bütün melekler secde ettiler. Allah; “Ey İblis yarattığım ve secde edin diye emrettiğim halde, Âdem’e neden secde etmedin?” diye sorduğunda İblis, Âdem’in topraktan kendisini ateşten yarattığını, ancak ateşin topraktan daha üstün olduğu için secde etmediğini söyledi. Sonrasında Allah şeytanı huzurundan kovar.
Allah, Âdem’e; “Ey Âdem! Eşinle birlikte cennette oturun. Orada dilediğiniz her şeyden bol bol yiyin. Fakat şu ağaca yaklaşmayın, meyvesini yemeyin yoksa kendinize haksızlık yapmış olursunuz” dedi. Fakat şeytan rahat durmadı ve meyveyi yemeleri için onları kandırdı.
Allah şeytana; “Artık cennetten kovuldun! Kıyamet gününe kadar rahmetimden uzak kalacaksın!” dedi. Bunun üzerine İblis/Şeytan; “Rabbim! Öyleyse insanların yeniden diriltileceği güne kadar bana mühlet ver” dedi. Allah; “Kıyamete kadar mühlet verilmiş olanlar arasındasın” buyurdu. İblis; “Rabbim senin kudretine and olsun ki samimi kulların hariç, insanların topunu kesinlikle yoldan çıkaracağım” dedi. Bunun üzerine Allah: “O zaman kesinlikle cehennemi, sen ve bütün sana uyanlarla dolduracağım!” buyurdu
Peki, bunlar neden anlatıldı?
- İnsanın ilk yaratılışı Cennette gerçekleşmişti.
- Ama insanlık için dünyada bütün her şey yeniden başlamıştı.
- Şeytan içinde andının yerine getirmesi için her şey yeniden başlamıştı.
İnsanoğlu cennete dönmenin, şeytanda onu yoldan çıkarmanın mücadelesini kendisine tanınan süreye kadar verecektir. Zirvedeki son ve en büyük savaşa giden asıl yolculuk Dünya’da yeryüzünde başlamıştı. Kıyamet ne zaman kopacak bilemeyiz, ancak şeytanın ihlâslı olan kullar/insanlar hariç bütün insanları ifsat ederek dosdoğru yoldan koparacağı ve kendisiyle birlikte cehennem çukurlarına sürükleyeceği sürece kıyamet ve ahirete giden bir zamandayız.
Deccal’ı herkes duymuştur.
Deccal; bütün peygamberlerin ümmetlerini uyardıkları ve yeryüzünde şu ana kadar görülmemiş hokkabazlık ve illüzyonları bir arada güncele uygun olarak geliştirip hayata geçirilen fitnenin adıdır. Şeytanın Cennetten ve Allah’ın huzurdan kovulduğundan beri planladığı en şiddetli altın vuruşun adıdır.
Şeytanın altın vuruşu olan “Deccal Planı” şu anda işliyor.
İçinde bulunduğumuz çağ hokkabazlık ve illüzyonları bir arada kolaylıkla bir uygulayabileceği şartlara o kadar uygun ki, fitnelerin ve ifsatların ardı arkası kesilmiyor. Yaklaşık son 200 yıldır fiili olarak başlamış olan bu plan şu anda zirveye çıkıştan önceki bekleme noktasında ve hareketin planlama odasında gelişmeleri takip ederek çıkacağı zamana kendisini hazırlamaktadır. Deccal planının daha iyi anlaşılması için Kuran’da bize bildirilen ayetlerde geçen hususlar konu ile alakalı olduğu için yazılması gerekliydi.
Hz. Âdem’den Hz. Nuh’a kadar olan birinci insanlık döneminin sonunda yeryüzünde büyü, zulüm, adaletsizlik ve fitneler artmış ve zirve noktasına gelmişti. Nuh tufanı ile şeytanın başını çektiği ve ele geçirdiği insanlardan kaynaklı fitneler ve ifsatlar insan genetiğinde oluşmuş olan bozulmalar ortadan kalkmış ve gelecek insan nesilleri için yeni dönem başlamıştı. Nuh Tufanı’ndan bugüne kadar şeytan yeryüzünde bozgunculuk planlarını yerel düzeyde yürüterek insanlığı ifsat etmeye devam etmiş, bu ifsatlara karşı ise yaratıcı tarafından insanların dosdoğru yoldan ayrılmamaları için peygamberler göndermiştir.
Dosdoğru yol üzerinde durarak insanları yerel düzeyde kendisine uyanlar eliyle ifsat eden şeytan, Hz. Muhammed’in yeryüzüne teşrifiyle bu mücadeleyi kademeli olarak küresel düzeye taşımış ve 1. ve 2. Dünya savaşları ile Deccal Planı’nı uygulamaya koymuştur
Şimdi sıra hepimizin gözlerinin önünde cereyan eden ama uygulanan illüzyonlardan dolayı farkına varamadığımız Deccalın sistemi olan bir küresel plandan bahsedeceğiz.
Bu planın adı; Transhümanist veya diğer adıyla Post-insan (dönüştürülmüş insan)
Şeytan’ın ‘Büyük Plan’ı insanlığın nüfusunun yeryüzünde en fazla olacağı illüzyon sırlarının deşifre olacağı ve Deccalın günlerinin bizim günlerimiz gibi olduğu ve icraatlarını çok hızlı yapacağı kısa zaman dilimini kapsamaktadır.
Zaman kısa ve vaat edilen süre dolmak üzeredir. Bunu çok iyi bilen İllüzyonist hokkabaz şeytanın ve fitnenin büyüğünü sona saklaması üzerinde hepimizin çokça düşünmesi ve herkesi bu konuda uyarmamız gerektiğini bilmemiz gerekir.
Konuya girmeden önce kısaca Deccalist sistemin küresel altyapısının hazırlık aşaması olan Hümanizmden bahsedip bunun bir üst versiyonu olan ve şeytanın atlın vuruşu olarak nitelendirilebilecek olan Transhümanizm’e geçeceğiz.
Hümanizm nedir?
Hümanizm çok basit anlatımıyla; insana dair konulara dinlerin ya da inanışların ve bunlarla ilişkili kavramların ışık tutmasını istemeyen, bunu yaparken herhangi dini karşısına almayan, kavgaya tutuşmayan bir akımdır. Daha iyi bir dünya hedeflediği iddia edilen hümanizm, agnostisizme (bilinemezcilik) hatta ateizme (tanrıtanımazlık) daha yakın duran bir görüştür. Oysa birçok insan hümanist kelimesini sadece insancıl, insanları sevme ülküsü olan anlamında tanımlamakta ya da algılamaktadır.
Aydınlanma ve hümanizm insanın daha eşitlikçi, özgür ve adil bir dünyada yaşayacağı bir dünya öneriyordu. Fakat 19. ve 20. Yüzyılda böyle olmadı. Sanayileşmeyle birlikte insan emeği sömürüsü sonrasında sömürgecilik, dünya savaşları, iç savaşlar ve ekonomik bunalımlar yaşandı.
İnsan hem cinsine ve doğaya karşı sert ve acımasızlaştı. Hümanizm düşüncesini ortaya atanlar aslında bu düşüncenin arkasına saklanarak insanları köleleştirmenin ve dünyayı ele geçirmenin planlarını yapanlardır.
Hümanizm basit bir iyilik felsefesi değil, Şeytan’ın kıyamete kadar insanlığı hak yoldan çıkarmak için kullandığı “Büyük Plan Deccal”ın illüzyonlarındaki araçlarından sadece biridir.
(Devam edecek…)
…
Yorumcalar’dan…
İkinci bölümü okumak için >>
İnsanlık Aleyhine Altın Vuruşlar: Dönüştürülmüş İnsan (2)