Hamas Gazzelileri Tehlikeden Uzak Durmaları İçin Neden Uyarmadı?

Filistin meselesi endüstridir… “Kızdırmayın bizi, yoksa tükürükle boğarız sizi” diklenmesi de, IBAN’a yatırılacak parayı çoğaltma işi olan kağıttan kumbara Mavi Marmara gibi.

İsrail’in Gazze’deki El-Ehli Baptist Hastanesi’ne yönelik saldırısına dünyadan peş peşe tepki yağıyor. Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler başta olmak üzere birçok kurum ve ülke liderlerinden kınama mesajları geliyor. Bu konuda TV’lerde yorum yapanların ise İsrail rejiminin F16’dan atılan MK84 ile vurduğunu iddia ederken üzerinde duruyorlar. Bunu da iki kanıt üzerinden yapıyorlar, birincisi bombanın açtığı krater ve diğeri de Hamas’ın elinde o çapta tahribat yapacak roket olmaması…

Yayınlanan fotoğraflara bakıldığında hastanede iddia edilen çapta bir krater oluşmadığı net görülüyor. Binada da MK84 kapasitesindeki bombanın yaratacağı büyüklükte hasar yok. Binada da MK84 kapasitesindeki bombanın yaratacağı büyüklükte hasar yok. Ayrıca yorumcuların iddia ettiği gibi Hamas’ın elinde el yapımı derme çatma roketler bulunduğu iddiasını ise Kassam’ın kendi yayınladığı propaganda videoları ve görseller tekzip ediyor. İran’ın verdikleri ve diğerleri GPS’li roketler ve tahrip gücü yüksek.

Gazze’nin güney ucundan fırlatılıp İsrail’in güneyine düşen roketlerin yarattığı tahribat, İsrail’in Gazze bombardımanındakine denk. Hastaneyi kimin vurduğu ve kanıtları ise, BM soruşturmasıyla ortaya çıkacaktır.

Hiç kuşku yok ki, hem İsrail hem de Hamas da gayri ahlaki, kuralsız, gayri insani savaşıyor. İlaveten Hamas ise iddia ettiği Müslümanlığına rağmen gayri İslami davranmada beis görmüyor. Bu nedenle soruşturma sonunda El-Ehli hastanesi vakasında iki taraftan hangisi fâil çıksa sürpriz olmayacak. Bu meseleyle ilgili kanıt değerlendirmesi yapan epey uzmanı okudum iki taraftan da. Bir değerlendirme yapacağım. Bunu yapmamın vakayı aydınlatmaya katkısı olup olmaması önemli değil. Benim açımdan aklı iptal etmiş propagandaya kapılmayıp muhakememi kullanmam önemli.

Malum, filozofinin manası hikmet sevgisidir. Hikmete muhabbetimiz her türlü politik ve pratik sonuçtan önemlidir. Tek arzum, muhakemeyi lağvedip kitlesel cinnete katılmayı seçenlerin dışında kalmak isteyen bir kişi bile varsa ona fayda sağlamak. Mühim olan, vicdanımızda manipülasyona direnişi diri tutmak. İsrail ve Batının manipülasyonuna odaklananların Hamas, İhvancılık ve İrancılığın manipülasyonuna uç seviyede korumasız hale geldiğini unutmayalım. Muhafazakarın manipülasyonu İsrail’inkine taş çıkartır.

İlk önce; El-Ehli hastanesi vurulduğunda hastanede bulunan 500 kişinin (1000’e çıkaranlar var) hayatını kaybettiği meselesine bakmak gerek. Rakam tuhaf, çünkü El-Ehli, bölgesel bir klinik ve yatak sayısı sadece 80. Bu büyüklükte bir hastanede 500 kişinin bulunması imkansız.

İkincisi, İsrail’in hava saldırısında tahrip gücü yüksek bombayla 500 kişinin öldürüldüğü iddia edilmesine rağmen hastanenin saldırı sabahı çekilmiş fotoğrafında bırakın binaların sağlam olmasını, otoparktaki baraka/sundurma, ağaçlar bile ayakta ve sağlam. O çapta patlama olsa bu imkansız.

Üçüncüsü, havadan atılan bombalarda mutlaka krater oluşuyor.
Habertürk’teki o asker kökenli yorumcunun iddiasına göre bomba MK84 idi. Öyle olsa krater daha büyük olurdu. El-Ehli hastanesinde bombanın düştüğü yerde sadece yangın etkisi görülüyor. Bu tür tahribatı sadece roketler yapıyor.
Hatta bazı araçların boyaları olduğu gibi duruyor.

Dördüncüsü; Hamas, El-Ehli hastanesi vurulmadan önce Hayfa’ya roket fırlatıldığını duyurdu. Fakat Hayfa’ya roket düşmedi. Nitekim Hamasçılar da roketin Hayfa’ya düştüğünü açıklamadı. Suskun kaldılar. Ama duyurulan roketin fırlatılmasından birkaç dakika sonra hastane vuruldu.

İsrail istihbaratının kaydettiği iddia edilen, iki Hamasçının, Gazze’ye düşen başarısız roketine dair bir telefon konuşması var. Fakat böyle bir konuşmanın gerçek olup olmadığını bilemeyeceğimiz ve konuşma sahte olarak üretilmiş ve yayınlanmış olabileceğinden onu dikkate alamayız. El-Cezire’nin canlı yayınında ise Gazze’den fırlatılan roketlerden birinin İsrail’e ulaşamadığı ve hastaneye düştüğünün net görüldüğü iddia ediliyor. İsrailliler ise aynı görüntüyü Gazze yakınındaki İsrail köyü Nahal Oz’un güvenlik kamerasından aktarmış.

El-Cezirenin yayınladığı görüntüler;

Gazze yakınındaki İsrail köyü Nahal Oz’un güvenlik kamerası görüntüsü

Aklını iptal etmiş ve manipüle edilmekten mutlu güruhun feveranını işitmiyor kulağım. Tek başıma da kalsam muhakemeyi bırakmayacağım, aklımı lağvetmeyeceğim, hakikati merak etmekten vazgeçmeyeceğim. Kimseye bağlılığım ve aidiyet hissim yok. Kimseyi aklamam. Gerçek neyse odur.

El-Ehli hastanesini İsrail’in mi, Hamas’ın mı (İslami Direniş/Cihat) vurduğu BM soruşturması ile ortaya çıkacaktır. Fakat Hamas tarafını tutan yorumda MK84’ün kratere açmaksızın patlayan ileri teknolojiden bahsedilmesi spekülasyon ve senaryodur.

İddia edildiği gibi MK84’ün krater açmayan ve yer üstünde patlayan (fosfor bombası olduğunu iddia edenlerde var) versiyonu bile olsa ağaçların ve otoparktaki sundurma gibi çok zayıf yapıların hiç zarar görmemesi ve binada yanık izleri bulunmaması varsayımı çürütüyor. MK84 yere düşmeden patlayan ve bu nedenle krater açmayan bomba bile olsa tahrip gücü yere düşen kadardır ve aynı etkide hasar binada ve çevrede mutlaka oluşur.

Diğer şüpheler ise hâlâ cevapsız.
Mesela Hayfa’ya atıldığı duyurulan, ama Hayfa’ya düşmeyen roket ne oldu?

Hamas, El-Ehli hastanesi vurulmadan önce Hayfa’ya roket fırlatıldığını duyurmuştu. Fakat Hayfa’ya roket düşmedi ve roketin fırlatılmasından birkaç dakika sonra hastane vuruldu. Hamasçılar Hayfa’ya fırlattıkları, ama düşmeyen roket hakkında hiçbir açıklama yapmadı. Yine Hamas, El-Cezire’nin canlı yayınında Gazze’den fırlatılan roketlerden birinin İsrail’e ulaşamadan havada yandığı ve düşüşe geçtiği, ardından da hastanede patlama olduğunu gösteren görüntü hakkında da açıklama yapmadı. Hamas taraftarları, hakikati aramadıkları, hatta merak da etmedikleri için El-Ehli hastanesini İsrail’in vurduğu propagandasına abanıyor.

Bu nedenle senaryolar yazıyorlar.
Mesela “yaklaşma tapalı M84” diye bir şey icat etmişler. İsrail ve ABD’nin envanterinde varmış, olsa olsa bu tür M84 kullanılmış olabilirmiş, dolayısıyla Hamas roketi olması imkansızmış.

Pekala, M84’ün iddia edilen türü kullanıldıysa bu bombanın kullanıldığını kanıtlamak üzere emsal başka örnek var mı?

Yok!! Öyleyse senaryoya göre İsrail, envanterindeki bombayı daha önce hiç kullanmamış, saklamış ve sadece El-Ehli hastanesinde kullanmış demek oluyor. Bu nedenle başka örnekle kanıtlanamıyor. Bu sözde izahta sadece Hamasçı mantık bulabilir. Hakikati arayanlar içinse böyle hayali varsayımlar ve senaryolarla maddi durum açıklanmaz.

Bir mesele de;
– Hamas’ın hastane, okul ve camilere mühimmat depoladığı biliniyorken ve oralar hedef alınıyorken güvenli diye insanları hastaneye yönlendiren kim?
– Ya da hastanenin aslında mühimmat deposu olduğunu bilmiyorsa Hamasçılar neden insanları uzak durmaları için uyarmadı?

Uzmanlar sıkıntıya düşmeye başladılar
El-Ehli hastanesinin İsrail’in havadan atılan MK84 bombası ile vurulduğunu iddia eden “uzmanlar” hastanenin vurulduktan sonraki görüntüleri yayınlanmaya başlayınca sıkıntıya düştü ve türlü senaryolar varsaymaya başladılar. Hastanenin şu görüntüsü onları daha da zora sokacak. Ehli hastanesi MK84 ile vurulsaydı büyük bir krater açılması gerekiyordu. Bu olmayınca yere düşmeden patlayan bomba senaryosu ortaya atıldı. Fakat yanılmışız, meğer krater varmış. The Guardian’ın yayınladığı adli tıp incelemesinde şu krater yer alıyor. The Guardian’ın incelemesinde belirtildiği gibi, yukarıdaki fotoğrafta görünen küçük krater ve çevresindeki hasar havada atılan JDAM bombasıyla uyumlu değil, roketle uyumlu. Yerdeki krater ise patlamadan değil, kinetik enerjiden meydana gelmiş olabilir ancak. .

Kudüs Anglikan piskoposu Hüsam Naum’un şu açıklaması ise hastaneye roket düştüğünü kanıtlıyor: “Hastanenin en az yedi büyük binası var. Ortada da avlu. Kilise de yerleşkenin ortasında. Kütüphane, yönetim ve kilise arasında, füze hastanenin içindeki otoparka isabet etti.” Hamas tarafından Hayfa’ya fırlatılan roket (Hamas’ın bildiri yayınlayarak duyurduğu, ama o saatte Hayfa’ya düşmeyen roket) Ehli hastanesinin otoparkında oyun oynayan bu masumların üstüne düştü. Hepsi hayatını kaybetti. Hamas inkar ediyor. Ama deliller net. El-Ehli hastanesine düşen Hamas’ın roketinin 100-300 cana kıymasına (Hamas’ın sağlık bakanlığı 500+ rakamı veriyor) infialin asıl fâile yönelmesi gerek. İsrail’i şal kullanarak ahlaktan firar Müslümanlığın şanı olmaz.

İsrail’in Gazze’de yaptığı kıyım dünyanın her yerinde infial yarattı doğal olarak. Fakat Hamas sözcüsü Halid Meşal için durum pek öyle görünmüyor. Özgürlük için milyonlarca insanın can verdiği ülke örnekleri veriyor, savaşlarda sivil kurbanlar olmasını El-Arabiyya TV ye verdiği demecinde şu sözleriyle normal karşılıyor;

“Özgürlük bedelsiz kazanılmıyor. Sovyetlerin kaybı 30 milyon, Vietnam 3.5 milyon, Cezayir 6 milyon. Sunucunun “Hamas sivilleri öldürür ve rehin alırken destek görmeyi nasıl beklersiniz?” sorusuna da “Kassam askerlere odaklanmış durumda. Fakat savaşlarda sivil kurbanlar da olabiliyor. Bunun sorumlusu biz değiliz…” diyor gayet rahat. Ahlaktan firar Müslümanlığın şanı olmaz.

Filistin meselesi endüstridir.
“Kızdırmayın bizi tükürükle boğarız sizi” diklenmesi de IBAN’a yatırılacak parayı çoğaltma işi.
Kağıttan kumbara Mavi Marmara gibi.

7 Ekim günü Hamas ağır tahrik içeren baskını yaptığında İhvancı ve İrancı Hamasçılar çocuklar gibi şendi. İsrail’in yenildiğini, işgalin bittiğini kutluyordu. Hamas’a bin selam gönderiyordu. Rüzgar keskin biçimde dönüp Gazzeli masumlar kitlesel katledilince Filistin’e ağlamaya başladılar ve aniden Hamas ve zafer çığlıkları dillerinden düştü.

Zarardan başka anlam taşımıyorlar.
Yazık ki onların maceracılığının bedelini Gazzeli masumlar ödüyor.
Ne Hamasçılara ne onun buradaki holiganlarının keyfine halel geliyor.

***
Kenan ÇAMURCU

Yazar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir