
Türkiye’nin etrafındaki çemberde yakılan ateşlere yenileri eklenirken, devam eden ateşin altına odun atılmaya devam ediliyor ve yeni kaynar kazanlar kuruluyor.
21. Yüzyılın en büyük tehlikesi yapay zekânın “bilinç” oluşturmasıdır…
Ford seri üretim sürecini anımsayarak insan kas gücünün sanayide kullanımının Sanayi 4.0 dönemi ile tamamen son bulması, yeni dönemde insan kas gücünün yerine makinelerin üretim sürecinde yapay zekâ ile aktif bir rol alması insanların daha üretken hâle gelmesini sağlayabilecekken para kazanma sürecinin ise emeğin ötesinde iyi vatandaş olma, evrensel gelir gibi ifadeler ile beyan edilmesi söz konusu olan bir dönüşüme sürüklüyor.
Yani beyaz yaka yapay zekâya mavi yaka robotik teknolojilere devrediliyor. Ancak bu dönüşüm hâliyle dengeyi sağlayan orta sınıfın da yok olmasına neden oluyor.
Hangi güce göre iyi vatandaş olmak?
İyi vatandaş olmayı belirlemek üzerine hegemonya kuran güce göre iyi vatandaş olmak gerçekten iyi vatandaş olmak mı demek? Bilimsel gerçekleri açıkça herkese sunanlar sosyal medya kullanamadığına göre hegemonyaya göre iyi vatandaş değiller. Demek ki hegemonya algoritmaları kendi çıkar ve menfaatleri çerçevesinde kitleleri yönlendirmek adına kullanarak gerçeğin değil, kendi yazdığı gerçeğin mühendisliği çerçevesinde bir zihin programlama amacında.
Her şeyi herkesin bilmesini istemedikleri bir sistemde iyi vatandaş puanlamak, yönetici sınıfı ve sıradan insanlar arasındaki uçurumun artmasının sağlanmasını hedefliyor. “Veren el alan elden üstündür” anlayışı çerçevesinde alan el olması hedeflenen bir Türk toplumu inşa ediliyor. Türk toplumu veren el olmazsa nesillerimiz küresel hegemonyanın paket servis kuryesi olarak hayatlarını devam ettirmek zorunda kalacak!
Twitter algoritması Fatma Şahin’in Milli Eğitim bakanı olmasını istediğinden hashtagler üzerinden algı yönetimi gerçekleştiriyor
Milli Eğitim Bakanı Özer’in istifa etmesi üzerine Twitter’da algoritmik bir operasyon yürütülüyor. Hedef Bakan Özer’in istifasının sağlanmasının akabinde Fatma Şahin’in MEB Bakanı olarak atanmasını sağlamak. Yeni dönemde Gaziantep’te akıllı şehirler ve Metaverse projelerini yürüten Fatma Şahin’in MEB bakanı olmasını istiyorlar. Her an Fatma Şahin’i MEB Bakanı olarak görebiliriz. Yeni eğitim öğretim döneminde hedef çocukların sanal evrenlere yönlendirilmesi olacak.
Eğitim/öğretimin Metaverse evrenlere aktarılması: zihin kontrolü/toplum mühendisliği projesidir
Okullardaki eğitim/öğretimin Metaverse çerçevesinde küresel bir formata dönüştüğünde milli değerlerden tamamen izole edileceğini belirtirken; aile, milli değerlerimiz, bizim için kutsal olan her şeyin tasfiye edilmesi demek olduğunu, bireyselleştirme ve yalnızlaştırma demek olduğunu hatırlatmak gerekir. Çünkü yalnız insan güçsüz insandır. Dayanağı, sığınağı olmayan insandır. Yönetilmeye, kullanılmaya, kandırılmaya ve boyun eğdirilmeye elverişli insan modelidir.
Tek tip bir birey modeli tasarlamak ve toplumları bağlarından koparmak, sisteme bağımlı nesillerin inşa hayalinden öte bir gerçeklik değildir. Türk nesillerini tek tip zihin programlamasına teslim etmek akıl işi değil!
Metaverse evrende etkileşim izlerinin kalıcı olması hedefleniyor
Sanal evrenler (Metaverse)’i düşünürken aslında gerçek dünya ile arasındaki farkı anlamlandırmak önemli. Sanal evrenlerin hayatımızın kalıcı bir parçası olması nasıl mümkün olabilir? Dünyanın kalıcılığı bizim yaptığımız şeylerin kalıcı olmasındandır aslında. Mesela bir çimende yürüdüğümüz zaman ona verdiğimiz zararı gerçek dünya önemsiyor. Ancak bilgisayar oyunları karakterlerin yürüdüğü çimendeki izleri normalde önemsemez.
Metaverse’nin kalıcı olabilmesi adına tıpkı gerçek dünyadaki gibi etkileşim izlerinin kalıcı olacağı bir evren modeli tasarlanıyor. Yani bir araba yarışı oyununda kaza yaptığınızda 5 sn sonra araç hiç kazasız bir şekilde yeniden canlanır ve yeni bir hakkınız başlar. Ama Metaverse de böyle bir şey olmayacak. Kaza yaptıysanız tıpkı gerçek dünyadaki gibi hatanızın bedelini ödeyeceksiniz. Hatalarının bedelini sanal evrenlerde yalnız başına ödeyen nesiller inşa edilmeye çalışılıyor. Ailesiz ve tek başına birey nesiller.
Yapay zekânın insan zihnini sollaması ve bilinç kazanma projesi Google tarafından yürütülüyor: Project Deepmind
DeepMind Eylül 2010’da DeepMind Technologies adıyla kurulmuş bir yapay zekâ şirketidir. Google tarafından 2014 yılında satın alındığında ismi değiştirilmiştir. Şirket insanların oyunları nasıl oynadığından esinlenerek, öğrenen bir yapay sinir ağı oluşturmuştur. Deepmind’ın amacı süper yapay zekâ geliştirmek. Yani insan zekâsını sollayacak ve bilinç sahibi bir yapay zekâ mimarisi. Böyle bir senaryonun gerçek olması insanlığın sonunu getirebilecek bir yapay Tanrı inşası anlamına geliyor.
5. Nesil savaşta orduların öncelikli hedefi lazer silahları geliştirerek drone sistemlerini vurmak
Birçok ordu, Anti-Drone Lazerleri geliştirmek yani dronları vurmak için teknoloji üretmek üzerine programlar geliştiriyor. Suriye ve Ukrayna’da insansız hava araçlarının etkisi SİHA/İHA’ların oyun değiştirici/caydırıcı bir güç olmasını sağladı. SİHA ve İHA’lar konvansiyonel savaşta oyun değiştirici bir aktör olarak karşımıza çıkarken orduların da kaynaklarını bu teknolojiye karşı lazer silahları üretmek üzere mimarilere yönlendirmesi şaşırtıcı değil. Çünkü bu teknolojiyi yönlendiren insan zekâsını sollayan bir süper yapay zekânın ta kendisi olduğunda hiç kimse güvende olmayacak!
Türkiye’de toplum mühendisliği 1. Sınıf ders kitabından itibaren başlıyor!
Prof. Dr. Ümit Özdağ’a göre “Türkiye’nin göçmenistan olması çalışmaları ilkokullara indi. Hayat Bilgisi kitabı Almanya’dan, Afganistan’dan, Suriye’den göç eden çocuk hikâyeleri ile başlıyor. Çocuklarımızın zihnine işgal, göç diye kazınıyor.”
Stratejik Göç Mühendisliği çerçevesinde yaşanılan istilanın ders kitaplarında göç olarak anılması bir toplum mühendisliği projesidir. Türkiye’yi istila etmek üzere yönlendirilen stratejik göç mühendisliği unsurları ders kitaplarında bu şekilde temize çıkarılarak çocukların 1. sınıftan itibaren zihinlerine istila göç olarak kazınıyor.
İnsanlığı bekleyen kriz kara kış operasyonu: yapay enerji krizi kapıda!
Rusya, geçen hafta Avrupa’ya gaz akışını sağlayan Kuzey Akımı boru hattının vanasını kapattı. Rusya’nın gaz şirketi Gazprom, Avrupa’ya hitaben “Kış Geliyor” videosu yayınladı. Bu bizim daha önceden senaryosunu ön gördüğümüz kara kış projesinin startı. Bir önceki makalemde de uyardığım gibi enerji krizi ile karşı karşıya kalacağız. Enerji krizi nedeniyle ev dışında şehir hayatında tasarruf adı altında insanların evde kalması hedefleniyor. Yani sanal evrenlere göç gerçekleştirilmesi için sahildeki ışıklarınız kısılacak, sokak lambalarınız yanmayacak. Restoranlar/kafeler erken saatte kapanacak ki dijital ekosisteme tabii olarak eve sipariş edin, enerjiyi evde kalarak kullanın.
Bunun adı bir enerji tasarrufu adı altında eve kapatma projesidir.
İklim değişikliği süreci ile eş zamanlı olarak yürütülecek. Buradaki tüm aksiyonlar insanları evde tutmak adına sergilenecek. İklim değişikliği de bu aksiyonlardan birisi. İklim puanlama sistemi kapsamında tüketim davranışlarınıza düzenleme getirilecek. Çünkü yapay ete yönlendirilmek için gerçek ete puanınızın yetmemesi sağlanmalı!
İklim değişikliği çerçevesinde ısınmanın nedeni Çin’in yapay güneş projesi mi?
Çin’in elindeki yapay güneşi aktive hâle getirmesi sokaktaki ağaçları buharlaşacak seviyeye getirecek bir ısı yayılmasına neden oldu. Yapay güneş projesinin sözde iklim değişikliği argümanını hayata geçirilebilmek için aktive edilmiş olması söz konusu olabilir. Olası öngörümüz ve endişemiz ise ev sahibi – kiracı çatışmaları kapsamında ev sahiplerinin evini satması ve parayı bankalara faize ve sanal paralara aktarması sağlanıyor.
Burada yapay güneş kapsamında yapay bir güneş patlaması planlanması yapay bir dijital sıfırlama sürecine neden olabilir. Buna zaten dijital kıyamet deniyor. Bunun gerçek bir güneş patlaması senaryosu kapsamında gerçekleşmesine karşın güneş ışınlarını kesmek üzere bilimsel çalışmalar yürüten Bill Melinda Gates Vakfı’na karşın Çin’in yapay güneşinin olası bir yapay patlamasının önüne geçebilecek bir teknoloji bulunmuyor. Bu nedenle yeni inşa edilen dijital ekosistemde silikon vadisi şirketleri ön planda gibi gözükse de caydırıcı gücü Çin oluşturduğu için herkes Çin’e karşı tedirgin ve Çin’deki rejimin talimatları emir niteliğinde.
Şunu rahatlıkla ifade edebiliriz ki ABD ikiye bölünebilir. ABD haritadan silinebilir ancak Çin’e hiçbir şey olmaz. Zaten Trump ve Biden arasındaki rekabet istihbarat servislerinin artık Trump’ın elindeki belgelere kadar operasyon çekmesi ABD’deki ulusalcı cephenin kolunun kanadının kırıldığını, istihbarat servislerinin tamamının içerideki küçük gruplar dışında küresel yapıya senkronize olduğunu gösterir nitelikte. Dünya ulus devlet anlayışından hızlı tasfiye edilirken küresel tek dünya tüm kurumlarla senkronize bir şekilde an be an hayata geçirilmeye devam ediyor.
Kimlik kartları ile iki ülke arasında seyahat anlaşmaları stratejik göç mühendisliği projesinin bir başka koludur.
Stratejik göç mühendisliği çerçevesinde yoğun göç dalgalarının hedefinde olan Türkiye demografik yapısının değişime uğraması tehdidi ile karşı karşıya kalırken Bosna Hersek ve Sırbistan’la gerçekleştirilen kimlik kartı ile iki ülke arasında şartsız seyahat uygulamaları demografik yapının değişime uğramasına neden olacak bir diğer küresel ajanda programının parçasıdır.
Öz yurdunda ekonomik sıkıntılar ve hayat kurma sorunu yaşayan nesillerin Balkan ülkelerine kimlik kartı ile göç etmesinin sağlanması Türksüz Türkiye’nin ve Türksüz Anadolu’nun inşasına hizmet eden adımlar olarak görülmeli.
***
Ömer MEMOĞLU
YUTAM Başkanı