
Türk-İş tarafından düzenli olarak yapılan Açlık ve Yoksulluk Sınırı çalışmasının sonuçları açıklandı.
Türk-İş’in Açlık ve Yoksulluk Sınırı araştırmasının sonuçları açıklandı. Buna göre gıda enflasyonu yeniden üç haneli rakamları gördü. Ocak 2023 araştırmasında çok önemli veriler yer aldı. Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin asgari gıda harcama tutarında Aralık ayına göre yüzde 9,02 oranında artış meydana geldi.
Asgari ücret açlık sınırının altında kaldı
Türk-İş’in araştırmasında dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması olan açlık sınırı 8.864 TL olarak açıklandı. Bu veri ile beraber 8.506 TL’ye yükselen asgari ücret açlık sınırının altında kaldı. Türk-İş asgari ücretin belirlendiği Asgari ücret tespit Komisyonu’nda 8.506 TL’lik asgari ücrete karşı çıkıp masadan kalkmıştı. Bu açıdan Türk-İş’in itirazının haklı olduğu verilerle ortaya çıktı.
Yoksulluk sınırı yükseldi
Türk-İş yoksulluk sınırı için de bir açıklama yaptı. Gıda, giyim, konut, kira, elektrik, su, yakıt, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması gereken zaruri harcamaları ifade eden yoksulluk sınırı Ocak 2023’te 28.874 TL’ye yükseldi. Bu rakamla beraber de Türkiye’de vatandaşların büyük bir çoğunluğunun gelirleri yoksulluk sınırı altında kaldı.
Türk-İş verisine göre bekar bir çalışanın Ocak 2023’te yaşama maliyeti aylık 11.556 TL oldu. Son 12 ayda gıda harcamalarında değişim oranı yüzde 108,57 oldu. Gıda enflasyonu bu veri ile beraber yeniden 3 haneli rakamlara erişmiş oldu.
Türk-İş yıllardır her ay Açlık ve Yoksulluk Sınırı çalışması yaparak bunun sonuçlarını kamuoyu ile paylaşıyor. Ocak 2023 verilerinde ise emekli, memur ve asgari ücretlilerin maaş zamlarının bir ay geçmeden eriyip gittiği ortaya çıktı.
TÜRK-İŞ araştırma raporunda şu değerlendirmeyi yaptı:
“Türkiye’de dar gelirli hanelerin en büyük tüketim kalemlerinden birisi olan gıdaya gelen çok yüksek zamlara kıyasla ücret, maaş ve yevmiye artışlarının güdük kalmasıyla var olan hayat pahalılığı gözler önüne seriliyor. İnsanlar her market-çarşı-pazara alışverişe çıktıklarında aynı -hatta daha az ve/veya daha kalitesiz- mal ve hizmetleri daha pahalıya almak zorunda kalıyorlar. Geçinecek geliri olmayan ve harcamalarından daha fazla kısamayan bireyler borçlanmak durumunda kalıyor.
Türkiye Bankalar Birliği verilerine göre son bir yıl içinde hem kredi kullanan kişi sayısı hem kullanılan kredi miktarı, hem finans kuruluşlarının ödenemeyen ve tasfiye olacak bireysel kredi kartı ve bireysel kredi alacak miktarları yükseliyor. Bu çetin geçim koşulları hanelerin gelir/gider dengesinin bozulmasından kaynaklanırken 1990’lar Türkiye’sinde yaşanan enflasyon-ücret-enflasyon sarmalına benzer koşullar yeniden yaşanıyor.
Net asgari ücret işveren ve hükümet oy çokluğuyla aylık net 8 bin 506 TL olurken yıllık temelde yüzde 100’lük bir artış yapılmış oldu. Ancak açlık sınırı bu süreçte yüzde 108’lik bir artış gösterdi ve aslında bu zam 2022 yılı içinde aylarca sürmüş olan alım gücü kayıplarını ortadan kaldırmış olmadı. İçerisinde olduğumuz yeni yıl yeni alım gücü kayıpları ile başlamış oldu.
Mevcut görünümde sabit gelirliler, 2023 yılında yapılacak ikinci ücret zamlarına kadar alım güçleri bakımından şimdiden 2022’nin başındaki hâlinden bile daha aşağı bir seviyede yaşamlarını sürdürmek durumunda kalacaklar. Çünkü OECD ve IMF tahminlerine göre; devam eden Rusya-Ukrayna savaşı, yaklaşan seçim, ülkenin yüksek risk primi ve düşük kredi notları gibi sebeplerle Türkiye’de 2023 yılında da enflasyon yüksek seyretme eğilimi içerisinde olacak”
***