Küresel Plan: Korku Pompalayarak İkna Etme

Plandemi döneminde “vaka sayıları” diye ülke haritasını farklı renklerle bölgelere ayırıp “risk” haritasıyla yasak-kısıtlamalara alıştırıyorlardı.

Şimdi de “diri fay hatları” diyerek ülkenin bölgelerini koyu-açık renklerle belirleyip korku-endişe pompalamaya başladılar.

Plandemi döneminde risk haritalarıyla küresel plan-projeler uygulanmaya başlandı. Hes kodu, deneysel sıvılarla doz doz aşılanmalar, pcr test çubuklarına mahkumiyet, hayat eve sığar diyerek evlerde esaret, küçük-orta ölçekli esnafı yasak-kısıtlamalarla borç bataklığına sürükleme, uzaktan eğitim ile gençlerin geleceğini karartma, sosyal mesafe denilerek dini-milli her türlü birlik-beraberliği kısıtlayarak halkı bireyselliğe-yalnızlığa alıştırmak, toplu taşıtlarda, düğün-cenaze merasimlerinde, bayramlarda dahi insanların birbirinden kaçar hale getirme gibi daha birçok “toplumsal dizayn” mühendisliklerini gördük-yaşadık. Maske takmayanı sokaklarda nasıl yakalayıp yerlerde sürüklendiklerine şahit olduk. Yaşlılarımızın nasıl psikolojik olarak çöküntüye uğratıldıklarını izledik. “Vaka sayıları” adı altında her gün mavi-yeşil-sarı-turuncu-kırmızıya boyanan bölge ve iller belirlenerek korkular büyütüldü-diri tutuldu.

Şimdi de fay hatlarıyla ilgili denilerek yeniden farklı renklerle boyanmış bölgeler iller gösteriliyor.

  • Peki amaç ne?
  • Yine korku ve endişe pompalanmaya başlandı. Bakalım ardından ne gelecek?
  • Amaç gerçekten iyi mi?
  • Milleti bilgilendirmek mi yoksa nazı uygulamaları hayata geçirmek mi?
  • Eğer sağlam bina, doğru şehirleşme filansa amaç vatandaşı niye korkutuyorlar?
  • Neticede vatandaş kanunlara uygun evleri kendi yapmıyor. Ama yapı denetimini yapan kim? 

Ancak sanki yeni küresel plan-projelerin uygulamalarına “ikna etme” gayreti var gibi. Akıllı şehirler, karbon ayak izi. Dün de virüsten hes kodu-aşı-maske despotluğuna gidilen süreci, sokağa çıkma yasaklarını filan hatırlayınca ister istemez bu sefer nereye varılacak diye düşünmek-işkilenmek çok da abartı değildir sanırım. Fazlaca gerekçe ve yaşanılmışlıklarımız var.

Peki öyleyse, akıllandık mı plandemi sürecindeki olup bitenlerden?

Bilemiyorum.

Hep beraber yaşayıp göreceğiz.. 

Berkant YÜKSELTÜRK

Yazar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir