UNICEF, Çocuklarımız İçin En Büyük Tehdittir!!

Çocukların güvenliği asla, asla umurlarında değildir. Unicef çocuklarımız için en büyük tehdittir!

Bizler “afet bölgerinde UNICEF faaliyetlerine izin verilmemeli” dedikçe, her ne hikmetse UNICEF faaliyet alanını genişletiyor! Hemde; “Bölgenizi iyi tanıyoruz, öyleyse çocuklarınızı daha iyi koruruz” iddiasıyla… Gerçekte ise Çocukların/çocuklarımızın güvenliği asla, asla umurlarında değildir! Unicef çocuklar ve ebeveynleri için en büyük tehdittir!

Peki, bölgemizi nasıl iyi tanıyorlar?

Resmi web sitelerinde soru cevap şeklinde kendilerini şöyle ifade ediyorlar;

Soru: Gerçekten milli ve güvenilir derneklerimiz varken neden siz?
Cevap: UNICEF, bölgede halihazırda geniş bir program yürüttüğü için bölgeyi tanıyor ve acil insani yardım konusunda deneyimli. Acil önceliğimiz, etkilenen çocukların ve ailelerin ihtiyaç duydukları desteği almalarını sağlamaktır. Türkiye’de UNICEF, uzun vadeye yayılan insani yardım müdahalesi konusunda ilgili kamu ve sivil toplum ortaklarıyla ile koordinasyon halinde çalışmaktadır.

UNICEF’e, ardına gizlendikleri, üzerinde “çocuklarınız için” yazılı masumiyet maskesine aldanıp bağış yapacakların dikkatine! Unicef’in finansal şaibelerinden birini örnek gösterebiliriz.

– 1 Milyon dolarlık vurgun, sadece münferit bir hata diye lanse edildi:

2014’te Kenya’da UNICEF-DSÖ ortaklaşa, genç kadınlara uyguladıkları tetanos aşılarının HCG ile kontamine edildiği ortaya çıktı. Bu aşılar için “hamilelik için gerekli βhCG’yi azaltıp kısırlığa neden olan bir doğum kontrol aşısıdır” deniliyor… (Kaynaklar (1) ve (2) )

UNICEF çocuk istismarından sabıkalıdır!
1987’de de ifşa edilmişti. (Haberi resmin üzerine tıklayarak okuyabilirsiniz)

https://www.nytimes.com/1987/06/25/world/child-sex-scandal-roils-unicef-unit.html

Bu da yakın dönemde de olan çocuk istismarı:

Kaynak; Habri okumak için tıklayınız…

BM Acil Durum Biriminin eski operasyon şefi Andrew MacLeod: “Dünyanın her yerinde pedofili on binlerce UNICEF görevlisi var. UNICEF t-shirt’ü giydiklerinden kimse ne yaptıklarını sorgulamıyor” diyor…

Kaynağından okumak için >> Tıklayınız…

UNICEF 2010 Haiti depreminden sonra Clinton Vakfı ile birlikte bölgedeydi. Kayıp Haitili çocukların akıbeti hâlâ bilinmiyor!

Kayıp Haitili çocuklar konusunu 48 sayfalık bir raporda Prof. Shani M. King şu başlıkla anlatıyor ve sorguluyor; Laura Silsby’nin Utancına Sahip Çıkmak: Haitili Çocuk Kaçakçılığı Trfaiğini, Batı’nın Yoksul Ailelerin Dürüstlüğünü Hiçe saymasını Nasıl Somutlaştırıyor? (Rapora buradan ulaşabilirsiniz)

Peki Laura Silsby konusu nedir!?
Wikipedia’da “New Life Children’s Refuge case” başlığıya şöyle bahseder;
Yeni Yaşam Çocuk Sığınma Evi davası, 12 Ocak 2010 Haiti depreminin ardından meydana gelen kaçırılma iddiası ve ardından gelen yasal davalarla ilgili bir olaydı. 29 Ocak 2010’da, Idaho’dan on Amerikalı Baptist misyonerden oluşan bir grup, 33 Haitili çocukla Haiti-Dominik Cumhuriyeti sınırını geçmeye çalışırken yakalanı ve yargılanarak hapsedildi”

Resimde geçen yazıda şunlar yazıyor; Laura Silsby, aileleri olan 33 Haiti’li çocuğu kaçırmaktan mahkum edildi. Adını Laura Gayler olarak değiştirdi ve şimdi ABD hükümeti için çalışıyor. Kayıp çocukları bulmakla ilgilenen bir hizmet olan Amber Alerts için çalışıyor.

Clinton Vakfı tarafından Ocak 2010’dan Haziran 2012’ye kadar toplanan milyarlarca dolar fon nereye gitti, o da bilinmiyor!

Kaynağından okumak için >> Tıklayınız...

Bunun gibi bilgilere detaylı olarak birkaç seneye kadar ulaşılıyordu. Haiti depremi sonrası UNICEF ve Clinton Vakfı’nın şaibeleri çokça yazılıp çizildi. Şimdi çok zorlanıyorsunuz bulmakta. İnternetten tek tek süpürüyorlar. Size bir kaynak daha vereyim.

Kaynak; https://ellaniapili.blogspot.com/2018/02/3300-60000-10.html?m=1

“Çocuklarınız için” diyen “Bize katılın” diyen UNICEF’in, asla çocuklarınızın sağlığı, emniyeti, iyiliği ve geleceği için çalışmadığını bilin. Bırakın katılmayı nereye bağış yaptığınıza da çok dikkat edin. “Çocuklarımız için” yaptığınız bağışlar, çocuklarımızın bugününü ve yarınını karartmak isteyenleri büyütüp, beslemesin.

Peki, UNICEF çocuklarımız için büyük tehditse, DSÖ tehdit değil mi?

Her büyük felakette, iç savaşlarda, afetlerde belirir ve “çocuklarınızı koruyacağız” masalı anlatırlar. Akabinde sayısız çocuk kayboluverir, akıbetlerinden haber alınamaz olduğuna göre Unicef çocuklarımızı ne kadar düşünüyorsa DSÖ’de o kadar düşünür.

Bu son üç sene anladığınızı umuyorum…

Gül TEMEL

Yazar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir