Devletten Türk Telekom’u satın alan Oger ve Saudi Telekom yıllar içinde aldığı fiyattan daha fazla karı yurt dışına çıkardı. Ama bankalardan aldığı 4.8 milyar dolar borcun tek kuruşunu ödemedi.
Bunlar normal bir ülkede olsa idi, hükümet zamanında müdahale etmediği ve bu skandala göz yumduğu için halktan özür diler istifa ederdi. Ama biz anormal bir ülke olduğumuz için hükümetin istifasını istemeyi yazanlar ve konu edenler “vatan hainliği” yaftasına muhatap olunacağını iyi bilirler.
Özelleştirme kapsamında Türk Telekom’un %55 hissesini 6.5 milyar dolara almışlardı. Bunun da 1.7 milyar dolarını taksitler halinde kendileri ödemişler, kalan taksitleri ise Türk bankalarından kredi olarak alıp devlete ödemişlerdi.
Dokuz yılda toplam 6.6 milyar dolar kar etmişler ama Türk bankalarına olan 4.8 milyar dolar borçlarını ödemedikleri gibi 5.1 milyar dolar net karında tamamını yurt dışına parçalar halinde transfer etmişler. Bir nevi bankayı ‘kek’lemişler.
Allah’tan Kemal adını duyunca Eyy diye kükreyen Erdoğan; ‘Nasıl bir satış anlaşması yaptın da Türk Telekom’da bunlar oldu Eyyy Kemal’ demedi… Çünkü o anlaşmayı Kemal Kılıçdaroğlu değil… Kemal Unakıtan’dı…
Tabi Türk Telekom denince yumurtacı Kemal Unakıtan’ı konuşmadan olmaz. Çünkü konu eksik kalır.
Ölünün arkasından kötü konuşulmaz diyenler olsa da;
“Babalar gibi satarım” diyen Kemal Unakıtan’ın Türk Telekom’u değerinin çok altında satarak tüyü bitmemiş yetimin hakkını yedirdiği ve görevini yapmadığı için aldığı ahlar ve beddualar yüzünden kanserden öldü diyenler de var tabi. Ama şu da bir gerçek ki; bir idarecinin dermansız dertlere ve hastalıklara maruz kalmasının en büyük sebeplerinden biride görevi esnasında kendi elleriyle işlediği büyük günahları sebebiyle aldığı beddualardan olabilir.
Ne diyeyim artık; bu millete ve devlete zarar veren her kim olursa olsun fark etmez… Hepsinin ateşi ve kabir azapları bol olsun…
Şimdi soruyoruz;
“Sen nasıl Müslümansın ölünün arkasından kötü konuşulmaz” diyenler, siz hala hayır dua mı ediyorsunuz mezardaki Kemal efendiye ve Türk Telekom’un satılması için, ona “bu işi hallet kemal abi” diye talimat vererek haraç mezat sattırana…
Gelelim işin asıl can alıcı kısmına;
Türk Telekom’un %55 hissesine sahip olan OGER ve ortağı Türk bankalarını bayağı bir tokatlamış adeta. Bunu nasıl yapmış olduğunu merak edenlere çok kısa bilgi vereyim.
Bankaların Kısmi Rezerv Sistemi (KRS) dalaveresi ile olmayan parayı “kat be kat” havadan nasıl ürettiğini çözmüş olabilir.
Krediyi aldığı bankalara da; ‘Beni ödeme için çok sıkıştırmayın. Sıkıştırmaya devam ederseniz KRS yöntemi ile nasıl alavere dalavere çevirdiğinizi ve bu yolla da olmayan parayı kat be kat nasıl karşılıksız olarak üretip, sonrada kredi olarak faizle sattığınızı tüm abonelerime sesli mesajla anlatırım. Halk her şeyi öğrenirse duman olursunuz…’ diye gözdağı vermiş olabilir.
Ne diyelim… Küresel Faiz Lobilerinin Türkiye’deki şubeleri olan Faizci Türk bankalarının hakkından koskoca devletin idarecileri gelemedi. Ama Lübnanlı geldi ve hakkından gelmenin metodunu bankaları tokatlayarak gösterdi. Bunu metodu uygulamalı olarak Türk ticaret hayatına ve devletin ekonomi yönetimine göstere göstere öğreten Lübnan’li aileye teşekkür mü etsek yoksa kızsak mı? Takdiri sizlere bırakıyorum.
Sonuç olarak;
Bankaların olmayan parayı türlü dalavere ve katekulle ile kırk takla attırıp nasıl çevirdiğini ve sonrada maharetle nasıl borç yazdığını bilseydiniz küçük dilinizi yutar ve mevduatlarınızı kurtarmak için bankaların önünde seher vaktinde uzun kuyruklar oluştururdunuz…
Biz bunları yazmaktan ve anlatmaktan bıkmadık. Türkiye devletinin ekonomi yönetimi ise bize kulak vermek istememekten bıkmadı.
Bakalım daha sırada hangi tokatlama var !?
Vesselam[s.ö]
Sadi ÖZGÜL