Devlet Arşivlerinin Sakladığı Sır mı Var?

Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığına bağlanan Osmanlı Arşivlerindeki uzmanların görevden alınıp başka yerlere sürülmesi sonrasında bir cemaatin oraya yerleşme planı olduğu başta olmak üzere çok şey yazılıp çiziliyor.

İşin içinde çok başka büyük bir telaş olduğunu düşünüyorum;

Yıllardır Osmanlı’nın gerileme ve çöküş dönemine ait ilkokul kitaplarından başlayarak anlatılan ama belgelenmeyen bir çok efsaneleşmiş rivayetin gerçek olmadığına dair yeni belgeler bulunmuş olabilir mi?

Özellikle Osmanlı’nın Kırım savaşıyla (1853-1856) başlayan borçlanmaları artarak devam ederken, 1856 yılında Stephen Sleigh ve Peter Pasquali adında iki İngiliz müteşebbisin girişimleriyle kurulan, Osmanlı Bankasının (Ottoman Bank) gizlenen gerçeklerine ve Sultan Abdülmecid dönemininde Osmanlı’nın üzerine kara bulut gibi çökmeye çalışan küresel finans elitlerinin, Osmanlı idaresindeki adamı Mithat Paşa’nın organize ettiği saray içi darbeyle öldürülmesine kadar giden sürece ait yeni belgeler bulmuş olabilirler mi?

Yada, darbeci Mithad Paşanın tahta oturttuğu II.Abdülhamid‘in 33 yıl süren padişahlığında hiçbir belgeye dayanmamış olmasına rağmen, efsanelerin ve rivayetlerin dini argümanlarla kutsanarak yazıldığı resmi ve gayri resmi tarihi yerle bir edecek, bilinmeyen nice yeni şeylerinde ortaya çıkmasına sebep olacak evraklar ve belgeler bulmuş olabilirler mi?

Diyelim ki; bu öngörümüz doğru çıktı.
Bu da Osmanlının gerileme ve çöküş sürecine dair bugüne kadar yazılmış birçok tarihi eserin adeta çöp olup, hurda kağıt geri dönüşüm fabrikalarına gönderilmesine neden olabilir!

Sadece bunla da kalmaz, o dönemlere ait tüm resmi tarihin yeniden yazılmasına sebep olabilir!

Muhafazakar TC hükümetlerinin Medya ve Osmanlı TV dizileri ile sinema filmleri üzerinden de yürüttükleri tüm siyasi argümanlarının çökmesine ve Osmanlı muhaliflerine gün doğmasına neden olabilir!

Belki de, Türkiye’nin daha henüz böyle bir duruma hazır olmadığını düşündüklerinden, ani gelişen bu durumun üzeri hemen “örtülmelidir” diyerek, sır saklamasından şüphelendikleri personeli uzman olup olmamasına bakmadan, başka yerlere kaydırılmış ta olabilirler belki ?

Tarih; ülkeleri, ulusları, toplumları ve kuruluşları etkileyen eylemlerden doğan olayları zaman ve yer göstererek anlatan, bu olaylar arasındaki nedensel bağları, bunların daha önceki ve sonraki olaylarla bağlantılarını, karşılıklı etkilenmelerini, her ulusun kurduğu uygarlıklarını, ulusların kendi iç sorunlarını vb. inceleyen bilim dalı olduğu için bu araştırmalara da devam edeceklerdir. Olması gerekende budur zaten.

Osmanlı arşivleri araştırmaları çok kısa bir süre sonra, sır saklamasını bilen yeni kadrolarla kaldığı yerden büyük gizlilik içinde devam edecektir.

Vesselam[s.ö]
Sadi ÖZGÜL

Yazar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir