IMF’ye Borç Verdiğimiz Yok!

Bu IMF’de artık çok olmaya başladı.

Her 3 ayda bir hiç şaşmadan 2013 yılından beri hep bizden 5 milyar dolar borç istiyor! Üstelik bütçe fazlası veren başka üye ülke ortakları olması rağmen.

  • Hızla borçlanan ve 30 Haziran 2017 itibarıyla dış borcu 432 milyar dolar olan Türkiye’den neden borç isterler ki?
  • Her sene artarak devam eden bütçe açığını varken ve borcuda borçla çeviren Türkiye’den neden borç isterler ki?
  • Ama nedense borç isteyen IMF, Erdoğan’ın ifadesine göre parayı vermeye hazır olunca almaktan vazgeçiyorlar?
  • Bizi mi deniyorlar sınıyorlar?
  • Yoksa bilmediğimiz başka bir şey mi var?

Olayın aslını öğrenmek için IMF’nin resmi internet sitesine baktığımızda;
Mali tablolar, yardım edilen ülkeler, ortaklar hepsi ile ilgili bilgiler ve daha nice bilgilendirmeler var ama bir tane bile Türkiye’den borç istendi haberi yok

Tabi bu durumda aklımıza şu soru da geliyor;

Acaba birileri IMF adını kullanıp Cumhurbaşkanını, Başbakanını, Hükümeti ve ekonomi yönetimini kandırıp Türkiye’den borç mu istiyorlar?

Artık şehir efsanesine haline dönüşen bu karışık duruma bilimsel ve gerçekçi bir bakış açısıyla son vermek gerekiyor.

IMFnin 2011 yılı sonlarında bizden 5 milyar $ borç istediği gündeme gelmişti. Fakat IMF’nin o dönemde kaynak artırımına girdiğini ve bu sebepten Türkiye’nin de hissesine 5 milyar $ pay düştüğü ortaya çıkmıştı.

IMF bir müddet sonra “küresel çapta olası büyük bir ekonomik kriz ve önlemler konusunda yaptığı toplantıda krize karşı neler yapılabilir” diyerek risk analizleri yapmaya başlar ve ilk önlem olarak bir “para destek havuzu” kurar. Kendisine üye 188 ülkeye de mali güçleri ölçüsünde para havuzuna destek olmaları çağrısında bulunur!

Üye ülkeler arasından 37 tanesi olası bir krizde IMF’den talep olması durumunda IMF’nin kullanımına açmak üzere para havuzuna toplam 456 milyar dolar destek vermeyi taahhüt ederler. Ama her ne hikmetse bu listede ABD yok.

Kötü günde borç istemeye yüzüm olsun diye G-20 ülkeleri ciddi miktarda destek taahhüdünde bulunurlar para havuzuna.
Öne çıkan ülkeler arasında Japonya 60, Almanya 55, Çin 43, Fransa 42, İtalya 31, İspanya 19 milyar dolar verebilirim derler.

İMF’nin havuzunda toplanacak para küresel bir krizde IMF tarafından yine üye ülkelerin kullanımına açılacak paradır! IMF kaynak artırmak için elinden geleni yapıyor da zaten. Bu da onlar biridir.

Türkiye ise 5 milyar dolarlık bir destek taahhüdünde bulunur bu havuza. Bu miktar toplam taahhüt miktarı olan 456 milyarın %1‘i sayılacak kadar çok küçük miktardır.

Anlayacağınız ortada Türkiye tarafından IMF’ye verilen bir borç yoktur. Kısacası kapımızı çalarsalar İMF’nin para havuzuna 5 milyar dolar vermeye hazırım anlamına gelen verilmiş sözden başka hiç bir şey yok!

Üstelik Türkiye’nin bugün yaşadığı ekonomik krizde, borç para bulmada hazinenin kefilliği işe yaramadığı için Varlık Fonundaki milli varlıklarımızı yabancılara ipotek etmişken ve gelinen son durumda IMF’den borç para kullanması söz konusuyken havuza destek taahhüdünü de gerçekleştiremez zaten.

IMF kaynak destek taahhütlerini çağırmaya başlasa sıra en son Türkiye’ye gelir. Destek taahhüdünü ver diyen de yok zaten.

Merkez Bankasının hızla eriyen ve tehlike sınırına dayanan döviz rezervlerimiz gerçeği orta iken bırakın 5 milyar doları 5 cent bile çıkarma ihtimalimiz olmamasına rağmen, bunu “IMF’ye borç veriyoruz” efsanesine dönüştürdüler.

Konu ile ilgili olarak CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu 2014 yılında Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın cevaplaması için bu konuyu bizzat TBMM başkanlığına da yazılı olarak sorar.

Dönemin ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Sezgin Tanrıkulu’na özetle;
“IMF kaynaklarının artırılmasına yönelik çalışmalar kapsamında, başta G-20 ülkeleri olmak üzere, bir grup ülke tarafından toplam 456 milyar ABD doları tutarında taahhütte bulunulduğunu anımsattı. Bu çerçevede, Merkez Bankası’nın 5 milyar $ tutarın bulunduğunu” belirten yazılı cevabı verir.

Olayın özü de, hikayesi de bundan ibarettir.
Bu yüzden her 3 ayda bir “IMF bizden borç istedi” efsanesine itibar edilmemeli.

Peki Cumhurbaşkanı yada başbakan neden sıklıkla “IMF bizden borç istedi” sözlerini tekrar ediyor?

El-Cevap:
2017 yılının başından beri Faiz ve Enflasyon konusunda rahatsızlığını her konuşmasında sık sık dile getiren Sayın Cumhurbaşkanı yanlış yönlendiriliyor.

Ekonomik olarak kalıcı çözümler üretemediği için adeta “at yarışı spikerliği” yapan ekonomi yönetimi ve danışmanları tarafından yanlış bilgilendirilip yönlendiriliyor.

Vesselam[s.ö]
Sadi ÖZGÜL

Yazar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir