Küreselcilerin Dünya Hâkimiyetine Giden Yolu: Kalp Çakrasını Kapatmak

İnsanları aldatarak büyük dertlere soktular.

İnsanları hiç mutlu olamadan yaşlandılar. Bir kısmı da şimdi toprağın altında. Gerçeği ve yaratıcı gerçeğini öğrenemeden öldüler. Böylece bütün yaratılış, dünyanın kuruluşundan şimdiye kadar köle oldu.

Zamanın CIA direktörü Allen Dulles, Princeton Üniversitesi’nde 1953’te şöyle bir konuşma yapmıştır: “Hedef ‘insan zihnindeki savaşı’ da kazanmaktır. Bu savaşın ilk cephesi propaganda, depolitizasyon ve sansür ile kitlesel sindirmeyi sağlamaktır. İkinci cephe ise bireyin beyninde kazanılacaktır; hedef beyin yıkama, zihin kontrolü, ideolojiyi değiştirme ve gerektiğinde birçok Mançurya Kobayı (Manchurian Candidate) yatmaktadır. Bu istenirse ortaya çıkarılabilir”

Zihin kontrolü ile insanları aldatanlar; kadınları aldılar, çocukların babası olup karanlıktan çıkardılar, kendi ruhlarına benzettiler ve kalplerini kapattılar, şimdiye kadar sahte ruhun sertliği ile kendilerini sertleştirdiler.

Kalplerini kapatmaları günümüzde hala sürüyor ve şu anda doz olarak en yükseğe çıkartma çalışmalarını çok yönlü olarak yapıyorlar. Kalplerini kapattılar ile burada anlatılmak istenen kalp çakrasından başka bir şey değildir.

Nedir bu kalp çakrası?

İki göğüs kafesinin ortasında yerleşen kalp çakrası, sevgi çakramız ve ruhumuzun merkezidir. Dünya sevgi üzerine kurulmuştur ve bu hayatta her şey için sevgi gereklidir. Şifa enerjisi de ancak sevgi ile olur. Sevgisiz hiç bir şey olmaz. Sevgi çakrası sadece başka insanlara olan sevgi ile ilgili değildir.

Kalp çakrasıdır bizleri ilahi düzene bağlayan ve onunla iletişimde olmamızı sağlayan. Şefkat, empati, sonsuz sevgi ve egosu olmayan duygular kalp çakra korteksi/girdap noktasından geliyor. Kalp çakrası travma, korku, kalp kırıklıkları, nefret gibi şeytanilerin psikopatça özellikleri ile kaplanabilir ve kapatılabilir. Nefret, bu çakranın en hızlı şekilde kapatılması yöntemidir. Nefret dolu insanlara kalpsiz denilmesinin sebebini şimdi anlayabiliyoruz.

Beyin, akıl ile ilgili bilginin işlemcisidir, oysa kalp ruhun yuvasıdır veya ruha bağlanma kaynağıdır. İşte o bağlantıyı kopardığınıza kalbinizde kapanır. Farkındalığınız maddi âlemin elemleriyle baş başa kalır. Onun vasıtasıyla ruhları kirletmek için, aşağıya inmiş, ruha benzeyen sahte bir ruh yarattılar.

Bütün bunların anlamı ne olabilir?

Beyin düşünür ama kalp bilir. İkisi arasındaki fark budur. Kalp bilir çünkü ‘bilen’ bilginin kaynağına bağlıdır. Beyin aklı ise düşünür, çünkü bilmiyordur, dolayısıyla çözmeye çalışması gereklidir. Kalp, beyin ve merkezi sinir sistemi arasındaki Elektromanyetik bağlantı dengede ise, kişi çok gelişmiş bir farkındalık duygusuna ulaşır ve negatif bütün şeylere kapalıdır. Bu denge korku, nefret, tedirginlik vb. ile bozulursa tam tersi olur.

Dengemizi bozmaya çalışıyorlar.
Şeytaniler, insanlığı sürekli duygusal ve zihinsel olarak korku, nefret, travma vb. negatif hallerle oyalayarak, bütün hedeflerini insan aklını ve kalbini kontrol altına alma üzerine kurmuşlardır.

George Orwell 1984 romanında “çift düşün” diye bir şeyden bahseder. İnsana ait iki farkındalık oluşturmak. Birisi sahte olan ve kodlamalarla yönetilen sahte bilincimiz. Diğeri de kendi farkındalığımız olan ve bizi kendimiz kılan kalp bilincimizdir. Kalp bilinci insanlara Sevgi, empati, şefkat ve bunun türevlerini, sahte olan bilinç ise insanları kalpsiz yapan bencillik, nefret, Korku ve türevlerini verir.

Son 100 yıldır insan kalbi korku, nefret vb. negatif illüzyonlarla kapatılmış ve şu anda bu şeytani planın son evresinde bulunuyoruz. İnsan beyni ise yine bu negatif illüzyonlarla kodlanmış ve hayatı bu yönde yaşamaları için şartlandırılmış birer zombi beyni haline getirilmiştir.

Bu bağlamda Corona sebebiyle ekonomi, sağlık sosyoloji, din, askeri vs. alanlarda yapılan test çalışmaları devam ediyor gibi görünüyor. Ki koskoca dünya bir deney alanına dönüştü. Can korkusuyla güdülemenin işe yaradığını bir kez daha gördüler ki bunu artık hiç unutmayacaklar ve egemenlik kurma kodlamalarına bu minvalde devam edeceklerdir.

Şimdi sıra korkuyla eve kapattıkları kobay insanlarına uygulanacak uzaktan eğitim, iş, home ofis vb. testlere geldi anlaşılan. Ülkeler yok aslında hepsiyle oynuyorlar işlerine geldiği gibi satranç taşları misali ki yani Çevrilen tüm dolaplar, oyun içinde oyunlar, testler, tatbikatlar kısaca her şey derin dünya devleti olan ultra zenginlerin küresel tam hâkimiyetini sağlama almak için her yolu deniyorlar ve hiçbir taşın altını da boş bırakmak istemiyorlar.

Hedef, uydular ve bunlara bağlı sistemler üzerinden insan kalbinin kontrol altına alınması ve yukarı yönlü yolculuğunun engellenerek aşağılara düşük enerjili varlıkların seviyesine düşürülmesi ve köleleştirilmesidir.

İnsan cennetten dünyaya yeryüzü halifesi olarak indirilmiş ve şeytanın yeryüzündeki egemenliğine son verilmiştir. Şeytan kalbi kapalı olanlar aracılığı ile insanlıktan intikam almak ve ilahi âlem ile olan bağlantılarını kesmek istemektedir.

Son olarak;
İnsan cennetten dünyaya yeryüzü halifesi olarak indirilmiş ve şeytanın yeryüzündeki egemenliğine son verilmiştir. Şeytan kalbi kapalı olanlar aracılığı ile insanlıktan intikam almak ve ilahi âlem ile olan bağlantılarını kesmek istemektedir

Bilinci korku vb. ile zayıflatan ve bilgisizliği, bilgiyi her tarafa yayarak yayan ve değersiz kılan ve kalpleri dünyaya ait olanlar ile kapatan şeytanın Âlice harikalar diyarına mRNA’lı olarak girmeyin, gitmeyin.

Orası kalbin olmadığı, olamayacağı bir sahte bir diyardır.

Yorumcalar’dan…

Yazar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir