Sözde Cenaze Namazı

Coronadan ölen bir Cemaat başının cenazesine katılan Süleyman Soylu’nun kendi koyduğu pandemi kurallarına, cenaze törenine lebâleb katılanlarla birlikte göz ardı ederek çiğnediği iddia ediliyor.

Bu haberi ilk duyduğunuzda; “Bu haberler doğru değil. Green box sinema ve kamera hilesiyle 30 kişiyi, binlerce kişiymiş gibi göstermek suretiyle toplumu manipüle etmek için, önce bu görüntüleri kurgulayıp, sonrasında da sosyal medya ve TV lerde yaymak suretiyle halkı kışkırtıp hükümeti yıkmaya teşebbüsten en az 2 milyon TL para ve 1 hafta kapatma cezası verilmeli. RTÜK ve hükümet acilen göreve çağrılmalı” gibi siyasi mizah yorumlar yaptıktan sonra, kenardan köpüklü kayfenizi höpürdeterek olanları seyretmeyi tercih edebilirsiniz belki..

Ama olanlara farklı yorumlar getirmek gerekiyor artık.

Soylu, Erdoğan’ın hükümet etmesi için atanmış bir bürokrat bakan olduğu için, patronu Erdoğan’dan onay almadan kurallar koyamaz. Görüntülerde de patronu olan Erdoğan’ın koyduğu kurallara, cenazeye katılanlarla birlikte uymadığı açıkça görülüyor zaten.

Şimdi bir sorgulama yapalım!

  • Esnafa yapılan denetimlerde iki masa arası 150 cm olması gerekirken, 145 cm olduğu için polisleri seferber edip para cezaları kestirten Soylu değil mi?
  • Gariban fukara kağıt ve hurda atık toplayıcılarının maske, mesafe kurallarına uymadığı gerekçesiyle ödeyemeyeceği para cezalarını polise kestirten Soylu değil mi?
  • İş yerindeki tezgahında siftah yapmak için tek başına oturan esnafa, maske takmadı diye ceza kestirten ve buna itirâz ettiği için, esnafı polis zoruyla karga tulumba gözaltına aldırtan Soylu değil mi?
  • Maskeleriyle motosiklette seyahat eden evli eşlerin motosikletini durdurup, mesafeye uymadığı gerekçesiyle, kadını sosyal mesafenin hiçe sayıldığı toplu taşıma aracına bindirmekle kalmayıp, kocaya da, polisler tarafından cezai işlem uygulatan Soylu değil mi?
  • Pandemide kesilen para cezalarını ödeyemediği için vatandaşlara icra takibi başlatan Soylu değil mi?
  • Hükümetin bakanı olan Soylu’nun bu tezatlıkları tepkiye neden olup, sonrasında sivil itaatsizliğe sebep vermez mi?
  • Allah göstermesin, böyle bir sivil itaatsizlik eylemini, iç savaşa döndürmek isteyen kripto işbirlikçiler bu durumda boş mu dururlar?

Sorulara kısa cevaplar vereyim;

Sivil itaatsizliğe neden olur. Bunu da fırsata çevirip ülkeyi kaosa sürükleyip çökertmek isteyen iç ve dış güçlerin işine yarar. Ellerine geçen ve devamında geçecek olan bu fırsatları çok iyi değerlendirip, patlama noktasına gelen toplumu ve ülkeyi iç savaşa ve kardeş kavgasına bile sürükleyebilirler.

Görüntüler üzerinden değerlendirmeye devam edelim…

Bu görüntülerde Soylu’nun, sözde İslami camianın ve AKP tipi muhafazakârların cenaze merâsimlerinde bir araya gelip kalabalıklar oluşturmasını fırsata çevirip, siyaseten gövde gösterisine devşiriyor gibi gözüküyor. Bundan dolayı da hem cami avlusunda hemde mezarlıkta ihlal edilen pandemi kuralları için, herhangi bir soruşturma açmaz, açamaz bile. Hatta bu yaptığı ve göz yumduğu kuralsızlık ile de, bulaşıcı hastalığı yayma riski yüksek Lebâleb cenaze merâsimlerini de devlet katında meşrulaştırır.

Peki bunun dezavantajları olmayacak mı?

Elbette olacak. Toplumun her kesiminin tepkisini çekecek olmasının yanı sıra Covid-19’dan ölenlerin çoğunun sözde İslami camia ve muhafazakârlar olacağına göre, aynı zamanda AKP’nin oy deposu olan cemaatlerin mensupları ve AKP seçmeninin de buralarda virüs kapması ve Covid-19’dan vefât etmesi neticesinde seçmenlerinin azalmasına neden olacak. Mesela; cemaatlerin ve müritlerinin en çok olduğu İstanbul ikinci Bölgedeki her bir sandıkta 1 oy kaybetse, o bölgede en az bir milletvekili kaybeder. Bunu tüm Türkiye’deki seçim sandıkları üzerinden hesaplarsak, sonuç AKP için hezimet olur.

Peki bu kimin işine yarar?

AKP’nin işine yaramayacağı kesin.

Çünkü, çok böyyük kapalı spor salonlarındaki siyasi etkinliklere katılanlar partilileri ve seçmenleri virüs kapıp ölmeye adaydılar. Bunu fark edemeyenler, Lebâleb cenaze namazlarına katılıp, kendi cenazelerine ön hazırlık yapıyorlar bu seferde. Böyle yapmakla da, hem kendi cenaze namazlarına ön hazırlık yapmanın yanı sıra, hemde “siyasal İslam” dedikleri “çökmüş” siyasetlerinin olası cenaze törenini hızlandırıp, “dinsiz” gözüyle baktıkları muhalefetin çatı adayını Cumhurbaşkanı ve partisini de iktidar yapmak için koşar adım, kutsanmış çok böyyük camilerin avlularına koşuyor olmaları muhalefetin işine yarar.

Bu durumda 2023 de Siyasal İslamcı biri Cumhurbaşkanı seçilemeyeceğine göre, muhalefetin çatı adayı Cumhurbaşkanı seçilir. Sonrasında ise, iktidarı kaybeden Erdoğan’ın AKP’sinin çöküşü de Turgut Özal’ın anapın yaşadığı çöküş sürecinden çok daha hızlı olur.

Bu durumda muhalefetin siyaseten yapamadığını, sözde İslami camia ve AKP tipi muhafazakârlar “ne yani CHP’mi gelsin” türküsünü söyleye söyleye, kendi elleriyle yapıyorlar diyebiliriz.

Peki, geçmiş kavim ve topluluklarda buna benzer olaylar olmuş mudur?

Elbette olmuştur. Bu günkü durumun izleğini, Kurânı Kerim Zuhruf suresi 54 ayetinde bulabilirsiniz.

“Firavun kavmini hafifletti (cahilleştirdi, ezdi). Onlar da kendisine itaat ettiler. Çünkü onlar (hepsi) yoldan çıkmış bir toplumdu…”

Bu ayetten anlıyoruz ki, bir toplumu ve geniş kitleleri itaat ettirecekseniz, önce o kitleleri cahilleştirin sonra ezin. Cahilleştirilen ve ezilen kitlelerin ise, koşulsuz itaatleri de kolay elde edilir.

Sözde İslami camia ve muhafazakârlar Zuhruf suresi;54’de geçen, ayetin mana ve mesajını doğru çözemedikleri için, bu ayetten şeytani planlar çıkaranların, bundan sonra da kendi üzerilerinden bina edilecek olan yeni nesil siyaset oyun ve stratejilerini fark edemeyeceklerdir. Doğrudan da yanlışı ayırt edemeyecekleri içinde, çok daha cahilleştirilip ezileceklerdir. Sonrasında firavun kavminin başlarına gelenlerin belki hepsi olmasa da, bir kısmı başlarına sıra ile gelecektir.

Peki, bütün bunlar ülkemiz ve yeni Cumhurbaşkanı için bir sorun olur mu?

Elbette olur!

Hemde büyük bir sorun olur. Cahilleştirilen ve ezilen toplumun bir kısmını, tekrar eğitmesi ve rehabilite edilip, Türkiye gerçeklerine ve dinamiklerine yeniden uyum sağlatabilme sorunu olacaktır. Bu, hem uzun bir süreç olacak, hem de mali açıdan da büyük bir sorundur.

Bu yazdığım olası hilelere karşı; “Rabbim hainlerin hilesini asla başarıya ulaştırmayacağını vadediyor, Yusuf Suresi 52 de” diye düşünenler varsa, onlarda; cahil ve tembeldirler.

Çünkü böyle düşünenler önce şunu anlamaları gerekiyor. Allah; cahilleştirilmeyen, ezilmeyen ve yoldan çıkmayan toplumlara karşı yapılan hileleri ve oyunları başarıya ulaştırmayacağını vaad ediyor.

Vesselam…
Sadi ÖZGÜL

Yazar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir